Osmaniyeli Emekli Vali Yardımcısı İsmail Kara, Türkiye'nin mevcut dış borç yapısına ilişkin dikkat çekici bir uyarıda bulundu. Kara, Türkiye tarihinde ikinci moratoryumun 1958’de Menderes döneminde ilan edildiğini hatırlatarak, bugünkü borçlanma tablosunun “1958’den daha vahim” bir görünüm sergilediğini ifade etti.
“Borçların Faizini Dahi Ödeyemiyoruz”
Kara, Maliye Bakanı’nın açıklamalarına atıfta bulunarak Türkiye'nin, alınan dış borçların faizini karşılayamayacak bir noktaya geldiğini belirtti. Bu tablonun “daha borç, daha çok borç” sarmalını büyüttüğünü söyleyen Kara, bu gidişatın kritik bir eşikte bulunduğunu vurguladı.
1958 Krizi ve Menderes Dönemi Hatırlatması
İsmail Kara, Menderes hükümetinin liberal politikalarla hızlı kalkınma hedeflediğini ancak bunun sürdürülemez dış borçlanmaya yol açtığını belirtti. Kara’nın değerlendirmesinde şu noktalar öne çıktı:
-
İlk yıllarda modernleşme ve ithalat genişlemesi üretimi artırsa da bu büyüme dış borçla finanse edildi.
-
Dış ödemeler dengesindeki sürekli açık yeni borç ihtiyacını doğurdu.
-
ABD’den talep edilen 300 milyon dolarlık ek kredi karşılanmayınca süreç moratoryuma dönüştü.
-
Dolar kuru 280 kuruştan 900 kuruşa yükseltilerek büyük bir devalüasyona gidildi ve IMF ile borç erteleme anlaşması yapıldı.
Kara, “Borçların üretime değil, yol ve köprü gibi bayındırlık hizmetlerine harcanması ekonomiyi kırılgan hale getirdi” diyerek dönemin hatalarının bugünle benzerlik taşıdığını ifade etti.
“Aynı Hatalar Tekrar Ediliyor”
Bugünkü ekonomik tabloya değinen Kara, geçmişteki hataların bugün yeniden sahnelendiğini savundu:
-
Aşırı dış borçlanma
-
Borçların verimsiz yatırımlara yönlendirilmesi
-
Üretim kapasitesinin yeterince artırılamaması
-
Dış ödemeler dengesindeki yapısal açık
Kara, “Borç verenler desteği keserse üçüncü moratoryum kaçınılmaz olabilir” sözleriyle ekonomik riskin boyutuna dikkat çekti.
“Çanakkale Köprüsü Gerekli miydi?” Sorusu
Kara, harcamaların verimli kullanılmadığını savunarak Çanakkale Köprüsü üzerinden örnek verdi ve “Biri bana Çanakkale Köprüsü’nün gerekliliğini anlatabilir mi? Ne dersin Binali?” sözleriyle eleştirisini net şekilde dile getirdi.
“Menderes Demokrasi Kahramanı Değil”
Kara, Menderes dönemine ilişkin siyasi değerlendirmelerinde ise sert ifadeler kullandı. Menderes’in 1955 sonrası uygulamalarıyla “demokrasiyi zedelediğini” belirtti ancak idam sürecinin “Türk demokrasi tarihinin yüz karalarından biri” olduğunu vurguladı.
“Bu Gidişat Sürdürülemez”
Yazısını güncel tabloya ilişkin karamsar bir değerlendirmeyle sonlandıran Kara, hükümetin mevcut borç politikasının sürdürülemeyeceğini belirterek karar alıcılara uyarı niteliğinde mesaj verdi:
“Borcun faizini dahi karşılayamıyorsak bu sürdürülemez. Aşırı borçlanma ve gereksiz harcamalar aynı sonuca götürür.”


