Ülke genelinde tarımda kullanılan su oranı %72’ye kadar yükselirken, bu durum verimli su kullanımı anlamına gelmiyor. Eskiyen açık kanal sistemleri, yetersiz bakım ve kontrolsüz su tüketimi nedeniyle yaşanan su kayıpları alarm verici boyutlara ulaştı.
Çiftçiler özellikle yaz aylarında sulama suyu bulmakta güçlük çekiyor. Sulama dönemindeki yetersiz su dağıtımı, bazı bölgelerde ürünlerin tamamen susuz kalmasına sebep olarak ciddi verim kayıplarına ve gelir düşüşlerine yol açıyor. Sulamada verimlilik açısından büyük farklar görülüyor; yüzey sulamada randıman %40 civarındayken, damla sulama ile bu oran %90’a kadar çıkabiliyor. Ancak modern sulama tekniklerine geçiş henüz istenilen seviyede değil.
Su yönetimindeki organizasyon sorunları da çiftçilerin sıkıntılarını artırıyor. Sulama birliklerinin yetersiz koordinasyonu, bakım-onarım eksiklikleri ve suyun adil dağıtılamaması üreticiler arasında gerilim yaratıyor. Bazı çiftçiler ise yeterli su alamayınca kaçak yeraltı suyu kuyularına yönelerek yeraltı su kaynaklarının tükenmesine zemin hazırlıyor.

Çözüm önerileri arasında drenaj suyunun yeniden kullanılması, atık su arıtma tesislerinin tarıma entegre edilmesi ve yüzey sularının su kıtlığı yaşanan bölgelere yönlendirilmesi bulunuyor. Ancak bu adımların başarılı olabilmesi için hem teknik altyapının güçlendirilmesi hem de çiftçilerin bilinçlendirilmesi gerekiyor.
Türkiye’nin su yönetimi artık sadece çevresel bir konu olmanın ötesine geçerek ekonomik ve sosyal bir sorun haline geldi. Tarımın sürdürülebilirliği için suyun verimli ve adil kullanımı artık hayati önem taşıyor.





