Tosyalı, “Sektördeki trendleri çok önceden öngören nadir küresel şirketler arasındayız. Uzun yıllardır gerçekleştirdiğimiz sürdürülebilirlik yatırımlarıyla global pazarda sayılı yeşil çelik üreticileri arasına girdik. Yükselen küresel yeşil ekonomiyle daha güçlü bir oyuncu haline geliyoruz” dedi.
Yeşil Enerji ve İleri Teknoloji Yatırımları
Tosyalı Holding, enerji ve su verimliliği, döngüsel üretim ile güneş ve hidrojen gibi temiz enerji kaynaklarının üretimde kullanılması alanlarında önemli yatırımlar gerçekleştiriyor. Tosyalı, “Yüksek teknoloji uygulamaları içeren 1,2 GW kapasiteli GES projemizin ilk adımlarını Osmaniye’de attık. Böylece öz tüketimimizin yaklaşık yüzde 50’sini güneş enerjisinden sağlayacağız” ifadelerini kullandı.
Ayrıca, tesislerinde yeşil hidrojen kullanımına dair çalışmaların devam ettiğini belirten Tosyalı, “Cezayir’deki ikinci DRI tesisimiz, küçük bir modifikasyonla yüzde 100 hidrojenle çalışabilen dünyadaki ilk ticari tesis oldu. Hidrojen uyumlu DRI tesislerimizin yanı sıra farklı teknolojilerle üretimde hidrojen kullanımına yönelik Ar-Ge çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Ürün Bazlı Emisyonlarda Yüzde 50 Azalma
Küresel ölçekte yeşil çelik üreticileri arasında yer aldıklarını belirten Tosyalı, “Uçtan uca kendi hammaddelerimizle ürettiğimiz ürünlerde ürün bazlı emisyonlarda rakiplerimizden neredeyse yüzde 50 daha düşük karbon salımı sağlıyoruz. Yeşil çelik ürünlerimizi Tosyalı V-Green markamız altında topluyoruz. Bu adımlar, yükselen küresel yeşil ekonomiyle bizi önümüzdeki dönemde daha güçlü bir oyuncu yapacak” dedi.
Global Pazar ve Büyüme Hedefleri
Tosyalı Holding, son beş yılda küresel ham çelik üretimini yüzde 110 artırarak Türkiye merkezli en yüksek üretim kapasitesine ulaştı. Fuat Tosyalı, “Bugün Avrupa’nın en büyük üçüncü çelik üreticisiyiz. Sürdürülebilir büyüme stratejimizle önümüzdeki 5 yıl içinde dünyanın en büyük 20 çelik şirketinden biri olmayı hedefliyoruz” dedi.
Sürdürülebilir ve Rekabetçi Üretim Modeli
Tosyalı, son dönemde global tedarik zinciri kırılmaları ve jeopolitik risklerin sektörde zorluk yarattığını ifade ederek, “Çinli üreticilerin haksız rekabeti karşısında sadece iç pazar değil, ihracat pazarlarımızı da dikkate alan bir strateji izlemeliyiz. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve karbon düzenleme mekanizmaları kısa vadede zorluk gibi görünse de uzun vadede Türk üreticisinin markalaşma ve değer zincirinde yükselmesi için fırsat sunuyor. Bu süreçte yeşil çelik odaklı yatırımlarımızı sürdürürken, yerli üreticiyi destekleyen stratejik uygulamalar da önem taşıyor” diye konuştu.
