Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, özellikle çiftçilerin yoğun olarak kullandığı gübre fiyatlarının son bir ayda önemli oranlarda arttığını vurguladı. Bu durum, sadece üreticilerin maliyetlerini artırmakla kalmıyor, aynı zamanda gıda fiyatlarına da doğrudan yansıyor.
Bayraktar’ın açıklamalarına göre, çiftçilerin en çok tercih ettiği gübre türleri olan ÜRE ve amonyum nitrat gübresinin fiyatı yalnızca son bir ayda yüzde 10 oranında bir artış gösterdi. Diğer gübre türlerinde de benzer bir yükseliş yaşandı. DAP gübresinin fiyatı yüzde 3,8 artarken, 20.20.0 kompoze gübresinin fiyatı ise yüzde 5,2 oranında arttı. Bu artışların, özellikle buğday ve arpa gibi kışlık hububat ekimi için üst gübreleme yapan çiftçileri doğrudan etkilediği belirtildi. Ayrıca, hayvancılık sektöründe kullanılan besi yemi fiyatı yüzde 3,5, süt yemi fiyatı ise yüzde 3,2 oranında arttı. Tarım ilaçları, tohum ve sulama ücretlerinde de benzer fiyat artışları yaşanıyor.
Tarımsal Üretim Maliyetleri: Artan Fiyatlar ve Zorlu Dönem
Tarımsal üretim, gıda güvenliğinin temel unsurlarından biridir ve her geçen gün daha fazla maliyetle gerçekleştiriliyor. Üreticilerin girdi maliyetlerinin artması, sadece çiftçilerin gelirlerini daraltmakla kalmıyor, aynı zamanda nihai tüketicinin alışveriş sepetine de yansıyor. Özellikle gıda fiyatları üzerindeki baskının artması, ülke ekonomisi için önemli bir sorun teşkil ediyor. Tarımsal ürünlerin maliyetleri, doğrudan gıda fiyatlarını etkilediği için, çiftçilerin üretim maliyetlerini karşılamada zorlanmaları, son tüketicinin de daha pahalı gıdalara ulaşmasına neden oluyor.
Bayraktar, bu artan maliyetlerin, tarım sektöründeki üreticilerin karlılığını tehdit ettiğine dikkat çekerek, “Üreticilerimizin bu zor dönemi atlatabilmesi için girdi fiyatlarında yaşanan artışların ciddi şekilde denetlenmesi gerekiyor” dedi. TZOB Başkanı, özellikle gübre, yem ve diğer tarımsal girdilerin fiyatlarının izlenmesi ve düzenlenmesi gerektiğini belirterek, devletin tarım politikalarının üreticinin lehine yeniden gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Denetim ve Politikalar: Çiftçilerin Mağduriyetini Önlemek İçin Hükümetten Adım Bekleniyor
Bayraktar, fiyat artışlarının yalnızca üreticiyi değil, aynı zamanda tüketiciyi de zora soktuğuna vurgu yaptı. Bu noktada, devletin ilgili kurumlarının girdi piyasalarında yaşanan fiyat hareketlerini sıkı bir şekilde denetlemesi gerektiğini belirten Bayraktar, “Tarımsal girdiler ülkemizin gıda güvencesi ile doğrudan ilgilidir. Bu sebeple, girdi piyasalarında yaşanan fiyat hareketleri, ilgili kurumlarca sıkı denetlenmeli, alım fiyatları belirlenirken artan maliyetler dikkate alınmalı ve üreticilerimizin mağduriyeti önlenmelidir” ifadelerini kullandı.
Bu çağrı, özellikle tarım sektöründe sıkıntı yaşayan çiftçilere destek olmak amacıyla devletin girdi piyasalarındaki fiyat artışlarını kontrol altına alması gerektiğini vurguluyor. Tarım, sadece ekonominin değil, aynı zamanda toplumun temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kritik öneme sahip bir sektördür. Dolayısıyla, tarımsal girdilerde yaşanan her fiyat artışı, halkın geçim kaynağı olan gıda ürünlerinin fiyatlarını da artırarak geniş bir kitleyi etkiler.
Tarımsal Üretim ve Gıda Güvencesi: Zor Bir Dönem Başlıyor
Türkiye, son yıllarda tarımsal üretimde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Doğal afetler, iklim değişikliği, girdi maliyetlerindeki artış ve düşük fiyat politikaları gibi etkenler, üreticiyi her geçen gün daha fazla zor durumda bırakıyor. Türkiye’nin gıda güvencesi ise bu sıkıntılardan doğrudan etkileniyor. Üretici maliyetlerinin yüksekliği, gıda ürünlerinin fiyatlarını artırarak halkın alım gücünü de olumsuz etkiliyor.
Bayraktar’ın açıklamaları, sadece çiftçilerin değil, aynı zamanda tüm toplumun yaşadığı ekonomik zorlukların da bir yansıması. Tarımda sürdürülebilirliği sağlamak ve üreticilerin yaşadığı ekonomik baskıyı azaltmak, yalnızca üreticinin değil, toplumun genel refahının korunması adına da hayati önem taşıyor.