• MHP Adayları, Düzçi'de Kurtuluş Mahallesi Sakinleriyle Bir araya geldi.
Etkinliğe 28. Dönem Osmaniye Milletvekili Adayları Ruhi Ersoy, Hakan Hakkoymaz, Ali Fuat Kardaş, Mhp Osmaniye İl Başkanı Yusuf Çomu, Mhp Düziçi İlçe Başkanı Mehmet Fatih Mart, 28. Dönem Osmaniye Milletvekili Aday Adayları Mustafa Gökçe, Selçuk Aydın Bülbül, Mhp Osmaniye Kaçep Başkanı Muhabbet Bayır, Mhp Düziçi Kaçep Başkanı Mevlüdiye Sonay Kete ve vatandaşlar katıldı. [caption id="attachment_23001" align="alignnone" width="1024"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption] Mhp Düziçi İlçe Başkanı Mehmet Fatih Mart, "Biz üç yıl boyunca görev aldığımız günden bugüne durmadan duraksamadan, sıkmadık el, girmedik kapı bırakmama ışığıyla çalışmış bulunuyoruz. Şimdi o zamanlar ektik, şimdi hasat zamanı. İnşallah Allah'ın izni ve hidayetiyle liderimiz, hemşehrimiz, onurumuz, büyüğümüz, gururumuz Devlet Bahçeli Beyefendi'yi buradan üç tane yoldaşıyla göndererekten Ankara'da bizi temsil etmelerini isteyeceğiz. ifadelerini kullandı. [caption id="attachment_22997" align="alignnone" width="1024"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption]

Ruhi Ersoy

Mhp Osmaniye 2. Sıra Milletvekili Adayı Ruhi Ersoy, "Düziçi'nin harbi ve hasbi Türkeşçi abilerine liderci Devlet Bahçeli'nin yol arkadaşlarına teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz diyorum. Bu topraklar vatan, bu topraklar bayrak, bu topraklar Kur'an sevdalısı, eli nasırlı, ayağı şalvarlı birbirinden değerli helal kazanç için mücadele veren insanların toprakları. Bu toprakların sorumluluğunu bilerek hareket etmek bizlere nasip olsun. Burada bulunan sevgili gençler, analar, bacılar, ağabeyler. Çok iyi biliyorum ki milletin iradesi olarak devletten beklentileriniz var. Milletvekili olarak, milletvekili olacak olan arkadaşlardan beklentileriniz var. Davanızdan, partinizden, ülkenizden beklentileriniz var. Siyaset grubunun özelliği budur zaten. Milletin beklentilerini devlete iletir. Devletin içerisinde bulunduğu meseleleri milletine aktarır, devletle milleti bütünleştirir. O sebeple sizlerin bundan sonraki süreçte kimsesizlerinin kimi işsizlerinin, aşsızlarının, evsizlerinin dertlerine derman bulabilme yolculuğunun bir parçası olmak bizim görevimiz . Elimizden geldiği kadar var. Gücümüz yettiği kadar yanımızda olmak bizim görevimiz. Bu memleketin çocuklarını okutmak, bu memlekete yatırımlar getirmek, bu memleketle ilgili Ankara'da mecliste, devlette, Türkiye'de, Türk dünyasında dertlenmek bizim görevimiz. Aynı zamanda ben biliyorum ki Düziçi'ndeki bu hasbi insanlar bir taraftan diyecek ki ben elimi uzattığımda yakalayacağım kadar bana yakın olsun. Derdimi anlattığımda dinleyip bir merhem sürecek kadar samimi olsun. Ama aynı zamanda meclise gittiği zaman kükreyip aslanlar gibi ihanet evlatlara kaçacak yer bırakmayacak kadar da kudretli olsun. MHP ve Devlet Bahçeli'nin yol arkadaşları bu ve ölçüyle sizin huzurunuzda. Çok iyi bilirsiniz siz. Keskin nişancı olarak, Gez, göz ve arpacığın ne demek olduğunu çok iyi bilirsiniz. Siyaset kurulu bu denklemi kurarsa başarılı olur. Biz milleti yaşat ki devlet yaşasın. Çoluğuna, çocuğuna, evine, eşine mahcup olmayacak mücadelende senin yanında olmayı vadederek. Birlikte büyümek ve yücelmek istiyorum diye geliyoruz. O sebeple Milliyetçi Hareket Partisi'nin birbirinden kıymetli milletvekili adaylarını nithaplarını duymuyoruz. Size ilk önce hitap eden Ali Fuat Kardaş Bey 2002-2003 yılından bu tarafa yirmi yıldır Milliyetçi Hareket Partisi'nde sayın genel başkanımızla beraber, yol arkadaşlığı yapan merkez ilçe başkanlığı, il başkanlığı, il genel meclisin üyeliği başta olmak üzere görevler yapmış. Bugün de partimizin en yüksek karar organı olan merkez yönetim kurulu üyeliği görevinde bulunan önemli bir iş adamı, tarım, yüksek mühendisi, ziraat yüksek mühendisi, biyolog ve yatırımcıdır. Çiftçiler onu çok iyi bilirler bölgede. Zeytin fidanları üretir. Önemli miktarda gübre bayilikleri yapar. Çiftçi dostu olarak bilinir. Aynı zamanda bir aydındır. Bütün bu özelliğiyle beraber milletin derdiyle Devlet Bahçeli ikliminde yeşerip size hizmet etmek üzere milletvekili listesinde huzurunuza gelmiştir. Aynı şekilde Düziçi'nde eşinin öğretmenliği vasıtasıyla burada görev yapan, Karatepeli olan kendisi tıp doktoru olup Sütçü İmam Üniversitesi aciz bölüm başkanlığı yapan az önce size hitap eden evladınız baktığınızda bizim abimiz kardeşimiz, Karayağız Buğday benziyle size hissettiren Hakan kardeşim, Hakan Hakkoymaz tıp fakültesinde genç yaşında doçentlik kariyerini elde etmiş. Deprem gecesinin Türkiye'de üstün hizmetiyle devlet tarafından, millet tarafından ödüllendirilip 20 gün ayakkabısını çıkartmadan milleti için mücadele vermiş evladınızdır. O gece hiçbir irade Hastaneye görevinin başına millete hizmet et diye çağırmadık. Onu çoluğunu çocuğunu bir tarafa bırakıp arabanın içerisinde oradan hastaneye koşturan millet aşkıydı. Vatan aşkıydı. O aşkla heyecan bugün sizin huzurunuzda milletvekili adayı aşkıyla geldim. Biz size geçmişte 2,5 yıl vekillik yaptık. Ama hangi şartlarda vekillik yaptık? Bunu kısaca hatırlatmak isterim. Siyasal anlamda bir dengeye, bir denetime, bir istikrara sahip olmadan koalisyon ortamına dair bir zemin oluşturdu. Çünkü koalisyonların bu ülkeye bedeli çok ağırdı. Bu memlekette hendekler, barikatlar açıldı. PKK'lı teröristler şehirlerin içerisine kadar girdi. Depremdeki büyük felaketten daha farklı bombalarla, kurşunlarla, hendek barikatlarla, Şırnak işgal altına alınmıştı. 830 özel harekatçı şehidimiz. O süreçte şehadete yürüdük. Biz o süreç içerisinde Düziçi'ne, Osmaniye'ye şehit tabutları kaldırmaya geldik. Oturup sizinle dertleşmeye, İPAT projesiyle, Tarım Bakanlığı'yla, Bu memleketin eğitimiyle, bu memleketin turizmiyle, bu memleketin esnafıyla, bu memleketin gençleriyle ilgili ne yapabiliriz diye düşüncelerimizi paylaşmaya zemin bulamadık. 1 Kasım'dan sonraki süreçte içimize yerleşmiş olan ihanet odaklarıyla verilen mücadele hem terörle mücadele hem de içimizdeki hainlerin kalkışmasıyla 15 Temmuz felaketini beraberinde getirdi. Devlet uçurumun kenarından yeniden döndü. Bu uçurumun kenarından dönen cerahatin patlamasıyla dikişin patlamasıyla birlikte devleti toparlamak üzere mücadele verdik. Bu mücadelede genel başkanımızın yanında gece uyumadan, gündüz yormadan durmaya çalıştık. Hepiniz biliyorsunuz o felaketleri. Ondan sonraki süreçte neler oldu? Ondan sonraki süreçte aşama aşama devlet derlenip toparlanırken, millet bilinçlenirken. Sistem krizi yaşanırken devletin içerisinde ikili üçlü yapılar ortadayken yeniden sistemi onarmak için sayın genel başkanımızın teklifiyle cumhurbaşkanlığı hükümet etme sistemine gidildi. Biz devleti onarmaya çalıştık. Şimdi o sürecin sonrasındaki seçimde parçalı yapılar içerisindeki oylar sözde partilerle, sözde iyilerle, sözde saadetlerle, sözde CHP'lilerle hepsi birleşip aynı torbada sayıldığı için onlar bir milletvekilini çıkarttılar. Ama sonra yasa değiştirdik. Eski sisteme yeniden geçtik. Bugün itibarıyla o CHP'nin, İYİ Parti adı altındaki yaklaşımların milletvekili çıkartabilmesi için bu memlekette en az altmış binin üstünde gerekecek bir noktaya geldik. Şimdi önümüzde bir gerçek var. Milliyetçi Hareket Partisi birinci parti olursa seçilemeyenlerin oyları bu sefer birinci partiye sayılacağı için, geçen dönemki alacağımızın oyları alıp MHP'nin dört sıfır çıkartabilme ihtimali var. O dönemde sözde İYİ Parti adı altındaki, o dönemki şartlarda bizi beğenmeyerek, bizi beğenmeyerek genel başkanımızı eleştirerek ne işi var Erdoğan'ın yanında diyenlere bakıyoruz. Bugün Kandil'e İP atmışlar, PKK'yla bebek katilleriyle FETÖ'yle hepsinden de ötesi Kemal Kılıçdaroğlu bizim teknik direktörümüz diyerek zilletçilerle yan yana durmuşlar. Emir bekliyorlar. Ayıp değil mi bu? Sayın Genel Başkanımıza ne işiniz var Erdoğan'ın yanında diyenlerin bilmesi gereken bir şey var ki o cumhurbaşkanı bugün milli devlet politikasının sembol ismi olmuştur. Ülküsünün ve Kızıl Elma'nın yolculuğunda Türk devlet teşkilatının toplamıyla beraber Cumhurbaşkanlığı hükümet etme sisteminin kurulmasından sonra Mavi Vatan'ı Karabağ'ı, Kıbrıs'ı, Ayasofya'yı, milli silahları ortaya koyarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Türk dünyasıyla bütünleştirip, İslam medeniyetiyle güçlendirip, dünya beşten büyüktür diyebilecek güce getirmiştir. Şimdi biz bu gücün devamıyla tamamı arasında eyleme aşamasındayız. Bu seçim milletvekilliği seçimi değil, bu seçim bir tercih meselesidir. Biz Kandil'e ip atıp Erdoğan Bahçeli faşizmiyle mi devam edeceksiniz diyen PKK'lıların yaptığı açıklamayla desteklenmiş olan zilletçilerin yanında ne olduğu belli olmayan bir zihniyetle mi hareket edeceğiz? Yoksa Türk milli devletinin tecrübeyle kazandığı birikimleriyle Türk dünyasıyla bütünleşen milliyetçi Türkiye'den yana mıyız? Bunun kararını vereceğiz. Bu kararlar öncesinde biz aday belli karar net diyerek o tarihi yolculuğa ilk önce çıkan siyasi hareketin adıyız. Ve bugün itibariyle bu siyasi yolculukta Osmaniye'mizde, Seksen vilayette olmayan bir imkan var. Bu imkan birincisi Sayın Cumhurbaşkanı'nın büyük bir oy farkıyla en yüksek bir dereceyle Osmaniye'den çıkarıldığı gibi, Sayın Cumhurbaşkanı'nın sırtında taşıyarak devlet politikasını deminki bahsettiğim süreçten bugünlere kadar getiren Türkmen Bey Devlet Bahçeli'ye ikisine birlikte destek verirken. Bizim de buradaki onların yol arkadaşlarını kollarına alıp götürebilme iradesine sahipsiniz." ifadelerini kullandı. [caption id="attachment_22999" align="alignnone" width="1024"] mhp düziçi osmaniye[/caption]

Hakan Hakkoymaz

Mhp Osmaniye 3. Sıra Milletvekili Adayı Hakan Hakkoymaz ,"Ben bu yörenin çocuğuyum. Buralarda çok ikamet ettik. Büyüklerim, bizler buralara hizmet ettik, emek verdik ve şuradan yanı dibinden Ceyhan nehrinin hemen öbür tarafından Karatepe'den olan bir evladınız olarak dedim ki ya bizim şu suyun öbür tarafında ata diyarlarını, ana yurtları bölgeleri, köyleri bir gezelim. Eşlerimiz, dostlarımız, baba dostları ne yapıyor bir görelim. Çıktık bugün Boyalı Pirsultanlı, Gümüş, Kirişler, yeşil. Oradan döndük. Atalar oradan Yazlamazlı oradan Karagedik orada gördüğüm manzara bana şunu gösterdi. O başı dumanlı, Düldül Dağı'nın eteğinin çocukları, liderinin izinde, özünde ve 14 Mayıs'ta ne yapması gerektiğini çok çok iyi biliyor ve bu durum beni fazlasıyla ziyadesiyle şad eyledi. Allah onların da gönüllerini şad eylesin. Şimdi sizlerin yetiştirmiş olduğu bir hekim kardeşiniz olarak ben kendi meslek grubu mensubiyeti olaraktan hastalarımız, hepiniz hasta olduğunda bizlere geliyorsunuz. Önce geldiğiniz zamanlarda ya hocam ben hasta oldum, bana bir işte doping yapsan ya da bana şu reçeteyi yazsan gibi talepler oluyor. Biz ne yapıyoruz? Önce yahu hele bir dursak. Bir sene önce bir dinleyelim. Bir şikayetin nedir? Onları bilip kendimize bir alalım hafızayı. Sonra bir muayenemizi yaparız. En sonunda reçetemizi yazarız. Neden? Sebebi, nedeni iyi tespit edip sonuca iyi varıp. size en iyi şekilde hizmet etmek için, size en güzel şekilde sağlığı sunabilmek için, Allah'a hamdolsun, bizim de önümüzde öyle bir liderimiz var ki, öyle bir Türk'ün bilgesi var ki, Dün olduğu gibi bugün de, yarın da bu kutlu yarınların, bu kutlu devletin nereye gitmek istediğini, gece uyumayıp, gündüz dinlenmeyip, Düşünüp irdeleyip çağlar ötesine taşımak için elinden geleni var gücüyle yapıyor. Bizler onun yol başçılığında yol arkadaşları olarak üzerimize düşen ne varsa aynı sizlere reçeteleri yazarkenki süreçteki notlarımızı aldığımız gibi sahanın zemini, sizlerin taleplerini bir bir not tutuyoruz. Bunlarla hiçbir sıkıntı yok. Ne Allah'ın izniyle o kutlu yürüyüş gerçekleşip burada el birliğiyle Ankara'ya vardığımız vakit oturup kendi içimizdeki sorunları, süreçleri kendi şahsım, özel meslek grubu sağlıkçı olması hasebiyle, Sağlık özelinde alaraktan onun dışında köydeki tapu sorunlarından tutun arazide ekilen buğdayların biberlerin teşhis ödeneklerine varana kadar. Sulama havzalarındaki sıkıntılardan tutun Milli Park'ın içindeki sorunlara varana kadar. Sanayici esnafımın sıkıntılarından tutun sağlık noktasındaki sürece varana kadar üzerimize ne düşüyorsa bunları el birliğiyle yapacağız. Lakin ben size küçük bir anekdot anlatmak istiyorum. [caption id="attachment_23008" align="alignnone" width="300"] mhp düziçi osmaniye[/caption] Osmaniye'de bir sokakta muhabbet ettiğim bir Suriyeli kardeşimiz, Türkmen bir kardeşiniz. Bir gün muhabbet ederken şöyle bir cümle kullanırlar. Hocam, devletinizin kıymetini bilin. Dedim bunu neye binaya söylüyorsun? Hocam dedi benim iki tane petrolüm var. Üç tane dubleks villa şeklinde evin üç tane de arabam vardı dedi. Evli, üç tane de gül gibi çocuğu var. Vallahi de billahi de dedi. Kafamıza bombalar yağmaya başladıktan sonra dedi benim oradan sağ olarak kurtarabildiklerim. Eşim, çocuğum, kendi canım ve bir tane de dedi bir hasır torbanın içerisinde ne bulduysam onları koydum. Her şeyi mal, mülkü orada bırakıp buraya geldim dedi. Allah bu milleti böyle bir durumun içerisine düşmekten korusun ve kollasın. Şu an belki birçoğumuz idrakına varamıyor ama bazılarının yapmaya çalıştığı şey tam da bu. Bu devleti, bu milleti devletsizlerin masasının üzerinde tabiri caizse pazarlık masası haline getirmeye çalışıyorlar. Bunu kimle yapıyorlar. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi çizgisinin iddiası üzerine geldiğini söyleyen siyasi argümanları üzerinden, bunu kimle yapıyorlar? Milliyetçi, ülkücü hareketin güya ama bir şekilde iktidar yapma hayaliyle geldiğini söyleyen bizim işlerimizden ayrılmış, bizden gibi görünenlerin eliyle yapmaya çalışıyorlar. Bunu kimle yapmaya çalışıyorlar milli, dini şuurların içerisinde olup o çizgiden geldiğini söyleyip, sizlerin, bizlerin oylarını almaya çalışan gelmiş kişileri oraya koyaraktan yapmaya çalışıyorlar. Bunu kimle yapmaya çalışıyorlar? Kandil'deki elebaşlarının cezaevindeki elebaşlarının yurt dışındaki taşeronlarının ağa babalarının eliyle yapmaya çalışıyorlar. Allah'ınızı severseniz bu kadar benzemezin bir araya geldiği masaya benim şehitler diyarı Düziçi izin vereyim mi? Fırsat verir mi?Vermez, vermeyecek mi Allah'ın izniyle. Dün Ergenekon'da demir dağları eritmiş, dün Tuna boylarında kılıç sallamış, dün Malazgirt Ovası'nda mızrak sallamış, dün kurtuluş savaşında kurşun atmış, ama yine de kanıyla suladığı bu toprakları elin gavuruna yedi düvelle peşkeş çekmemiş bir ruhun üzerine kurulmuş yüce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Bunu da yıkmaya, pazarlık masası haline getirmeye kimsenin ne gücü yeter, ne cüret yeter, ne de ben milletim buna izin verir. Tüm bu sebeplerden dolayı özellikle benim sizden istirhamım bizi büyük hayali, büyük pencereyi, büyük rüyayı, büyük dünyayı göstermek istemeyip kendi içimizde tutup sarımsakla yok oğluma iş istiyordum olmadığıyla günlük siyasetin içerisindeki malzemelerle oyalamaya çalışıyorlar. [caption id="attachment_23007" align="alignnone" width="300"] mhp düziçi osmaniye[/caption] Kapımızın, yuvamızın, gönlümüzün onlara açık olduğunu anlatalım ve sandıktan Türkmen beyimizi, liderimizi, davamızı ve cumhurbaşkanımızı güçlü bir şekilde 15 Mayıs'ın sabahına zaferle ulaştıralım. Bunu iyi anlatalım. Çünkü 14 Mayıs zamanı kullanılacak olan sandıktaki bir oy sadece bir oy değildir arkadaşlar. O bir oy az önce de bahsettiğim gibi Tuna boylarında sallanan bir kılıç kadar değerli, Malazgirt'te atılan bir mızrak kadar değerli, Çanakkale'de sıkılan bir kurşun kadar değerli. 15 Temmuz'da bombaların altında vatanı savunan irade kadar değerli ve önemli Dün o on beş Temmuz'da yapmak istedikleri kalkışmayı hain darbe girişimiyle devleti ele geçirmek istedikleri durumu bugün üstünü pastalayıp cilalayıp adına da siyaset demokrasi deyip sandıkta gerçekleştirmek istiyorlar. Aman ha uyanık olalım. Allah şeytanın sağından gelenin de bu milleti korusun. Zaten soldan geldiği zaman benim milletim onu görüyor. Ama sağından gelenler korusun. Allah'ın izniyle benim sandıktan da geleceğin kutlu yarınları noktasındaki şuurdan da Cumhur İttifakı'nın zaferinden de el birliğiyle, güç birliğiyle, gönül birliğiyle, omuz omuza zaferle çıkacağımızdan zerrece şüphem yok. Çünkü ben o ruhu bugün meydanda beş yaşındaki gözlerinden seksen yaşındaki dualı ninelerimin dilinden görüyorum. Bu inanmış topluluktan bu toyun altında ben bunu görüyorum. Lakin sizden bir şey istirham edeceğim. Böylesi bir harekatta böylesi bir kutlu yola, kutlu yarınlara yürürken aman ha! Gölü kırmayalım. Tevazuyu elimizden bırakmayalım.Çünkü bu yol kazalarına bizleri bilinçli olarak çekmek isteyeceklerdir. Ellerinde kalan son fırsatlar da bunlardır çünkü. Bunu kullanmak isteyecekler. Biz bunlara fırsat vermeyeceğiz. Gerekirse bize tokatla gelene biz yüz sallayacağız. Ne zamana kadar? 14 Mayıs'a kadar. Aynı söz vardır ya kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz. Biz bu kışı Allah'ın izniyle bahar sabahına uyanarak geçireceğiz. Vatan hainleriyle iş birliği içerisinde bulunanlara on beş Mayıs'ın sabahında en güzel cevabı el birliğiyle vereceğiz." ifadelerini kullandı. [caption id="attachment_23000" align="alignnone" width="1024"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption]

Ali Fuat Kardaş

Mhp Osmaniye 4. Sıra Milletvekili Adayı Ali Fuat Kardaş, "Hepimizi bir diğerimiz kadar eşit derecede ve yakından ilgilendiren iki önemli seçime gidiyoruz. Bunlardan malumunuz birincisi cumhurbaşkanı seçimi, diğeri de milletvekilliği genel seçimidir. Biz Milliyetçi Hareket Partisi'ni temsil eden Türkiye'nin her noktasındaki başta Sayın Genel Başkanım olmak üzere temsil heyetlerimiz Milliyetçi Hareket Partisi'nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki milletvekili sayısının artırılması Ve cumhurbaşkanlığı seçiminde sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden birinci turda cumhurbaşkanı seçilebilmesinin mücadelesini vermekteyiz. Elbette bundan daha evvelki dönemlerde de birçok önemli seçime bu millet gitmiştir. Ancak sahiden de bu seçim diğerlerinden daha fazla hassasiyet ile üzerinde durulmasını gerektiren bir seçim hürriyeti kazanmıştır. Kardeşlerim hatırlarsanız siyaset üstü birçok meselenin bu kadar gündemde olduğu, belki daha evvelki seçimlerde görülmemiştir. [caption id="attachment_23005" align="alignnone" width="300"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption] Siyaset üstü ne demek? Hangi siyasi partiye mensup olursak olalım aslında hepimizin ortak paydasını da ifade eden vazgeçilmez değerlerimizin siyaset konusu edilmemesidir. İnsanlar bu ortak paydalarımızın dışarısında kalan kısımlarıyla ayrıcalıklarıyla mücadele eder ve seçmen kitlesinin kalbine girmeye çalışır. Ancak bu dönemde hangi siyasi görüşe sahip olursak olalım hepimizi yakından ilgilendiren kabul edilebilir olmayan çok önemli hususlar ile karşı karşıyayız. Cumhur İttifakı eğer dün olduğu gibi bugün de ve artarak daha da güçlü kılınabilir ise milletimizin ortak değerlerinin giderek artan itibarının koruyucusu ve daha ileri noktalarda olacaktır kardeşlerim. Bakınız Ankara merkezli düşünen bir Türkiye Cumhuriyeti devletimiz var. Bakın bu taviz verilebilir bir şey değil. Eskiden müsaade almadan sınır ötesi harekat ile yapılamazdı. Şimdi öyle değil. Bu konuların her biri diğerinden daha önemlidir. Eskiden kendi denizlerimizde doğal gaz, petrol aramamıza müsaade edilmezdi. Şimdi öyle değil. Rusya, Ukrayna Savaşı'nda taraf olmamız istenirdi. Biz milletimizin menfaati neyi gerektiriyorsa o noktada duruyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devletleri birbiriyle çok açık seçik irtibata bile giremezdi. Bugün teşkilatlandık. Ermenistan Azerbaycan mücadelesinde Karabağ'ı kaybettiğimiz dönemlerde herhangi bir tek tatbikat uçağı bile gönderemeyen ülke pozisyonundan, bugün bu mücadelenin kısa bir süre içerisinde kazanımını sağlayan çok daha ciddi, güçlü bir Türkiye modeli var karşımızda. Değerli kardeşlerim, saymakla bitmeyen Cumhur İttifakı'nın Türk milletinin menfaatinden ödün vermeyen, içeride ve dışarıdaki duruşunu zaafiyete uğratmak isteyen bu nedenle Amerika'nın Avrupa Birliği'nin PKK'nın, FETÖ'nün yanında durduğu bir ittifakı mağlup edebilmek tek başına yeterli bir sebep olsa gerek. Bu mesele siyaset üstü bir mesele değil mi? Bu mevzu hangi siyasi partiye mensup olursak olalım, hepimizin esasen ortak paydası olması gereken mevzu değil mi? Değerli kardeşlerim, ikincisi Türkiye Cumhuriyeti Devleti koalisyonlardan çok çekmiştir. [caption id="attachment_23003" align="alignnone" width="300"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption] Bir yılda üç başbakan görmüştür. Buna rağmen birliğimizi, birliğimizi layıkıyla müdafaa edememişizdir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimde koalisyon olduğunu haykıran, birbirine benzemeyen bir sürü partinin bir araya geldiği bir heyet var. Bir de hiçbir hesap ve pazarlığın içerisine girmeden Milliyetçi Hareket Partisi'nin güçlü kıldığı, ayakta tuttuğu bir Cumhur İttifakı modelinin hükümeti vardır. İradeyi tek başına koymasının birtakım tartışmaların, alınacak kararların hızlı ya da yavaş olmasının dikkate alınması münasebetiyle herhangi bir pazarlık konusu yapmaksızın tek başına iktidar modeliyle de bir Cumhur İttifakı ortaya çıkılmıştır. Bu durumda On küsur tane hangisinin hangi yetkiyle donandığı belli olmayan bir heyete Türkiye Cumhuriyeti gibi kritik bir ülkenin yönetimi verilir mi değerli kardeşlerim? Bu da ikinci sebeptir kardeşlerim. Üçüncüsü Terör hepimizi yeteri kadar üzmüştür. Bu ülkenin çok sayıda vatandaşı güvenlik mensubu şehit olmuştur. Bu acıların yeniden yaşanmasını isteyebilen var mıdır? Yoktur. Burada bir endişe yok, tereddüt yok. Sorarsan herkes terör bitsin diyor. Peki terörün bitmesi için meclisteki uzantısının başını 15 Mayıs'ta dışarı çıkaracağım diyen bir anlayışı mağlup etmek tek başına yeterli değil midir? Yeterlidir. Değerli kardeşim, sorarsanız size diyecekler ki bu da bir siyasi parti, Bu siyasi parti çeşitli isimlerle defalarca kapatılmıştır. O süreç devam ediyor. Bugün de farklı bir siyasi isimle giriyor. Esasen Türkiye'nin Türk milletinin menfaatleriyle hassasiyetleriyle vazgeçemeyeceği değerler ile örtüşmeyen siyasi anlayış gayrimeşru bir anlayıştır. Bunu da herkes böyle bilecek. Değerli kardeşlerim, son olarak da şunu ifade edeyim. Sözü birbirinden değerli kardeşlerimle bırakmak istiyorum. Bizler nereliyiz kardeşlerim? Osmaniyeliyiz. Milliyetçi Hareket Partisi gibi çizgisinden ödün vermeyen, milletini tek bir ferdini. Siyasetinin gerisine koymayan bir anlayışın lideri nereli? O da Osmaniyeli. Değerli arkadaşlar, kendi evladımızın ağabeyimizin, Osmaniyeli olması Allah aşkına kıymetsiz bir husus mudur yahu? Kendi evladımızın bir yerlerde güçlü makam sahibi olmasının bu memlekete sağlayabileceği imkanların kıymeti yok mudur? Bu da Milliyetçi Hareket Partisi dememiz için aslında tek başına yeten bir başka kriterdir değerli kardeşlerim." ifadelerini kullandı. [caption id="attachment_23002" align="alignnone" width="300"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption] [caption id="attachment_22996" align="alignnone" width="300"] mhp düziçi osmaniye[/caption] [caption id="attachment_22998" align="alignnone" width="300"]mhp düziçi osmaniye mhp düziçi osmaniye[/caption] [caption id="attachment_23006" align="alignnone" width="300"] mhp düziçi osmaniye[/caption]