Grubun amiral gemisi Gucci, yalnızca ikinci çeyrekte yüzde 25'lik bir satış düşüşüyle sektörün dikkatini çekti. LVMH grubunda ise büyüme neredeyse durma noktasına geldi; ikinci çeyrek satış artışı yüzde 1 ile sınırlı kaldı. Moda ve deri ürünleri segmentindeki yüzde 9’luk düşüş, lüks tüketime olan ilginin ciddi anlamda zayıfladığını ortaya koydu.

Tüketici Algısı Değişti: Artık “Gerçek Değer” Aranıyor
Lüks moda artık sadece statü sembolü değil; tüketiciler için anlam, kalite ve etik değerlerle bütünleşmiş bir yaşam tarzı aracı. Pahalı logolu ürünlere duyulan ilgi, yerini daha fazla sorgulayan ve bilinçli bir yaklaşıma bıraktı. 2025 yılında Çin’de yalnızca 13-15 USD’ye mal edilen Dior Book Tote çantalarının Avrupa'da 2.600 Euro’ya satılması, bu değişimin fitilini ateşledi. Sosyal medyada gündem olan bu olay, birçok tüketicinin “lüks” adı altında düşük kaliteli ürünlere fahiş fiyatlar ödemekten duyduğu rahatsızlığı gözler önüne serdi.
Yaratıcılık Krizi ve Tasarım Tekrarları
Bir diğer önemli sorun ise sektördeki yaratıcılık eksikliği. “Her marka birbirine benziyor” yorumları, lüks modanın artık özgünlüğünü kaybettiği algısını güçlendiriyor. Gucci’nin yeni kreatif direktörü eşliğinde başlattığı yeniden yapılanma süreci, beklenen etkiyi yaratamadı. Tüketici artık yalnızca bir tasarım değil; o tasarımın arkasındaki estetik duruşu, fikri ve hikâyeyi de satın almak istiyor. Satışlardaki düşüş, bu bağın zayıfladığını ortaya koyuyor.
Etik İhlaller Tüketiciyi Uzaklaştırıyor
Dior, Armani, Max Mara ve Loro Piana gibi markaların, İtalya’da yasadışı koşullarda işçi çalıştırdığına dair iddialar da sektördeki güven krizini derinleştiriyor. Günde 1–2 Euro’ya çalışan işçilerle üretilen ürünlerin binlerce Euro’ya satılması, lüks markaların etik değerler konusundaki tutumunu sorgulatıyor. Modern tüketici ise artık yalnızca ürünün görünümünü değil, üretim sürecini de önemsiyor.

Hikâyesi Olmayan Ürüne İlgi Azalıyor
Lüks tüketici artık yalnızca bir moda akımına değil; duygusal ve uzun ömürlü bir ilişki kurabileceği ürünlere yatırım yapmak istiyor. Bu nedenle güçlü hikâyelere sahip, zamanla değer kazanan ve kişisel anlam taşıyan tasarımlar öne çıkıyor. Moda evlerinin ise yalnızca indirim ya da reklam kampanyalarıyla bu bağı sürdürebileceklerini sanmaları, tüketicinin beklentilerinden uzak kalmalarına neden oluyor.
İstisnalar: Hermès ve Prada Zirvede
Tüm bu olumsuz tabloya rağmen bazı markalar tüketiciyle güçlü bağ kurmaya devam ediyor. Hermès, 2025’in ikinci çeyreğinde satışlarını yüzde 9 artırarak sektördeki durgunluğa meydan okudu. Yüksek kaliteli malzeme kullanımı, sınırlı üretim politikası ve el işçiliğine dayalı tasarımlar, markayı özel kılıyor. Benzer şekilde Prada da yüzde 8’lik büyüme yakaladı. Sürdürülebilirlik ve etik üretim konusundaki duyarlılığı, Prada’yı bilinçli tüketicinin gözünde değerli kılıyor.





