Ancak, özellikle siyah ve koyu renkli kıyafetler, çamaşır makinesinden çıktıktan sonra bazen istenmeyen kötü kokularla kullanıcıları zor durumda bırakabiliyor. Uzmanlar, bu sorunun en büyük nedeninin yanlış yıkama alışkanlıkları ve deterjan kullanımı olduğunu belirtiyor.
Koyu giysiler, özellikle siyahlar, renklerini kına ve chinolin gibi kimyasal maddelerden alıyor. Bu maddeler, deterjanlarla birleştiğinde hoş olmayan kokulara sebep olabiliyor. İstanbul’daki kullanıcılar çoğu zaman deterjan miktarını göz kararı artırarak bu sorunu daha da büyütüyor.

Uzmanlar, İstanbul halkına öncelikle giysi etiketlerine dikkat etmelerini öneriyor. Koyu renkli giysiler genellikle 40 derece ve altında yıkanmalı, ayrıca üreticinin önerdiği deterjan dozu aşılmamalı. Fazla deterjan kullanımı, giysilerde deterjan kalıntısı bırakıp kötü kokuların ortaya çıkmasına neden oluyor.
Ayrıca İstanbul’daki çamaşır makinelerinin aşırı doldurulmaması da önemli. Kalabalık hanelerde yaşanan yoğunluk nedeniyle makine kapasitesinin üzerinde yıkama yapılması, kıyafetlerin yeterince durulanmamasına ve kötü koku oluşmasına yol açıyor. Uzmanlar, makineyi önerilen kapasitede doldurmanın ve doğru programı seçmenin kıyafetlerin hem temiz hem de kokusuz kalmasını sağlayacağını vurguluyor.
Eğer İstanbul’da koyu renkli kıyafetlerde kötü koku oluşmuşsa, uzmanlar öncelikle kıyafetlerin temiz suyla tekrar yıkanmasını tavsiye ediyor. Ardından doğru deterjan miktarıyla, üretici talimatlarına uyularak yapılan yıkamalar kötü kokuların önüne geçiyor.
İstanbul’un hızlı yaşam temposunda temiz ve kokusuz kıyafetler giymek herkesin hakkı. Bu basit ama etkili yöntemlerle koyu giysilerde istenmeyen kokulara son verilebilir.





