Modern şehir içi otobüslerde engelli ve yaşlı bireylerin daha kolay seyahat edebilmesi için araçların taban yüksekliği ciddi şekilde düşürülmüş durumda. Ancak bu yenilik, otobüs tasarımında yeni bir problemi beraberinde getirdi: Tekerlek çıkıntıları. Düşük tabanlı otobüslerde tekerleklerin kapladığı hacim, düz oturma düzenine engel oluşturunca, otobüs üreticileri çareyi ters koltuklarda buldu.

Ters koltuklar, genellikle tekerlek çıkıntılarının bulunduğu bölgelere yerleştiriliyor. Bu sayede hem yolcu kapasitesi korunuyor hem de otobüs içerisindeki alan en verimli şekilde kullanılmış oluyor. Özellikle karşılıklı yerleştirilen koltuklarla, sosyal oturma düzeni de sağlanıyor.

Başkentte toplu taşıma araçlarına normalleşme düzenlemesi

Ancak bu düzenin herkes için ideal olduğu söylenemez. Ters koltuklarda oturan bazı yolcular, seyahat esnasında baş dönmesi, mide bulantısı gibi belirtilerle karşılaşabiliyor. Uzmanlara göre bu durumun temelinde beyin ile göz arasındaki hareket algısı çelişkisi yatıyor. Tıp literatüründe "hareket hastalığı" olarak bilinen bu durum, kişinin hareketi hissetmesiyle gözün sabit görüntü algılaması arasında bir uyumsuzluk oluştuğunda ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak, otobüslerdeki ters koltuklar konfor amacıyla değil, teknik gereklilikler doğrultusunda yerleştiriliyor. Bu koltuklar, hem oturma kapasitesinin korunmasına katkı sağlıyor hem de şehir içi ulaşımda erişilebilirliği artıran önemli bir mühendislik çözümünü temsil ediyor.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız