Eroğlu, geçmişten günümüze nüfus artışıyla ilgili yaşanan değişimlere dikkat çekerek çözüm önerilerini paylaştı. İşte Eroğlu'nun geniş kapsamlı değerlendirmesi:
Son yıllarda nüfus artış hızındaki yavaşlama, dünya genelinde tartışılan önemli bir konu haline geldi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın evlenen çiftlere en az üç çocuk yapmaları yönündeki tavsiyesi, dünya genelinde de benzer teşvik politikalarının yaygınlaştığı bir döneme denk geliyor. Özellikle Japonya, Fransa ve Rusya gibi ülkeler, nüfus artışını teşvik etmek için çeşitli önlemler alıyor. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in “beş çocuk yapın” tavsiyesi ise bu konuda atılan adımların boyutunu gözler önüne seriyor.
“1950’lerden Bugüne Nüfus Artış Hızındaki Değişim”
Eroğlu, değerlendirmesine İkinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan “bebek patlaması” döneminden başlıyor. 1946-1960 yılları arasında dünya genelinde yaklaşık 1 milyar bebek dünyaya geldiğini belirten Eroğlu, bu dönemde nüfus artış hızının zirve yaptığını ifade etti. Ancak günümüzdeki tablo farklı: “Dünya nüfusu 1950’de 2,5 milyar iken, bugün 8,3 milyar seviyesine ulaştı. Sayısal olarak artış var gibi görünse de nüfus artış hızındaki düşüş, başta emeklilik sistemi ve iş gücü piyasası olmak üzere birçok alanda ciddi problemlere neden oluyor.”
Eroğlu, özellikle Japonya’da uzun süredir yaşanan yaşlı nüfus artışının, şimdi genç nüfusuyla övünen Türkiye’ye de yansıdığını belirterek, “Nüfus yaşlandıkça sağlık harcamaları artıyor, emekli-çalışan dengesi bozuluyor ve sosyal güvenlik sistemleri zarar görüyor” dedi.
“Nüfus Artışı Planlamaları Sorunlu”
1980’li yıllarda Türkiye’de uygulamaya konulan nüfus planlaması politikalarını da ele alan Eroğlu, 2827 Sayılı Nüfus Planlaması Kanunu’nun hala yürürlükte olduğunu hatırlattı. Bu dönemde doğum kontrol içerikli programların teşvik edildiğini ve bu yaklaşımın günümüzde ailelerin çocuk yapma konusundaki tutumlarını etkilediğini belirtti.
Çocuk Sayısını Arttırmanın Önündeki Engeller
Eroğlu, çocuk sahibi olmanın zorluklarına da değindi. Çalışan annelerin yaşadığı sıkıntılardan, kreş ve anaokulu yetersizliğinden bahseden Eroğlu, “Çocuk sahibi olmak, çalışan anneler için topluma katkıdan çok bir cezaya dönüşmüş durumda” dedi. Ayrıca, konut politikalarını eleştirerek, “Cumhurbaşkanımız üç çocuk tavsiye ederken sosyal konut projelerinde neden 1+1 ve 2+1 konutlar üretiliyor? Üç çocuklu bir ailenin böyle bir evde yaşaması mümkün değil” ifadelerini kullandı.
Ekonomik ve Sosyal Hesaplamalar Yetersiz
Eroğlu, asgari ücret tespitinde, geçim endeksi hesaplamalarında ve mutfak masraflarında hâlâ dört kişilik aile modelinin esas alındığını belirterek, “Nüfus politikaları ile ekonomik hesaplamalar birbiriyle çelişiyor” dedi.
“Yeni Nesiller İçin Acil Önlemler Alınmalı”
Eroğlu, yaşlanan nüfus ve azalan doğurganlık oranlarının ciddi bir milli güvenlik problemi oluşturduğunu belirterek, “Çocuk sahibi olmak için teşvikler kaçınılmaz. Ancak bu teşviklerin ailelerin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde düzenlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Eroğlu’nun dikkat çektiği konular, Türkiye’nin geleceği açısından önemli bir yol ayrımına işaret ediyor. Nüfus artış hızını artırmaya yönelik çözümlerin yalnızca tavsiyelerle değil, köklü ve kapsamlı politikalarla desteklenmesi gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor.