Uzman Psikolog Edanur Aksünger, deprem sonrası psikososyal desteğin önemini vurgulayarak, afetin psikolojik etkilerinin karmaşık ve uzun vadeli olduğuna dikkat çekti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, şiddetli afetlerden sonra toplumun yüzde 20 ila yüzde 50'sinde travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) görülüyor. Türkiye’de ise bu oran, 1999 Marmara Depremi’nde yüzde 25 iken, 2023 Kahramanmaraş depremlerinde yüzde 35’e yükseldi.
Travmanın Etkileri ve İyileşme Süreci
Depremin psikolojik etkileri, akut stres tepkilerinden başlayarak uzun vadede travma sonrası stres bozukluğu, depresyon ve kaygı bozukluklarına kadar geniş bir yelpazede kendini gösteriyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a göre, travma sonrası iyileşmenin üç temel unsuru bulunuyor: profesyonel psikoterapi, sosyal destek ve toplumsal dayanışma. Özellikle afet sonrası psikososyal destek hizmetlerine erişim, bireylerin duygusal iyileşme süreçlerini hızlandırıyor.
Türk Kızılay’ın Psikososyal Destek Çalışmaları
Kahramanmaraş depremlerinin ardından Türk Kızılay, afet bölgelerinde psikososyal destek hizmetlerini hızla hayata geçirdi. Psikososyal destek ekipleri, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Hatay ve Adıyaman’da konteyner kentlerde, okullarda ve dağınık yerleşkelerde hizmet verdi. Bugüne kadar 190 bin 712 kişiye bireysel terapi, psiko-eğitim, grup çalışmaları ve sosyo-kültürel faaliyetlerle destek sağlandı. Ayrıca, 23 bin adet psikososyal destek kiti dağıtılarak, bireylerin iyileşme sürecine katkıda bulunuldu.
Çocuklar İçin Özel Müdahale Programları
Depremin en savunmasız grubu olan çocuklar, travmanın etkilerini yetişkinlerden çok daha derinden hissediyor. Türkiye’de yapılan araştırmalar, deprem sonrası çocukların yüzde 60’ında travma sonrası stres bozukluğu belirtileri görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu nedenle, Türk Kızılay çocuklara yönelik özel müdahale programları geliştirdi. Oyun terapisi, sanat terapisi ve grup etkinlikleri gibi yöntemlerle çocukların duygusal yükünü hafifletmeyi amaçlayan bu programlar, özellikle okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocuklarda belirgin bir iyileşme sağladı.
Toplumsal Dayanışma ve Geleceğe Umut
Afet sonrası ruh sağlığı hizmetlerinin sürdürülebilir ve erişilebilir olması, yalnızca bireylerin psikolojik iyilik hallerini değil, toplumsal dayanıklılığı da artırıyor. Türk Kızılay’ın yanı sıra devlet kurumları ve sivil toplum örgütleri tarafından yürütülen psikososyal destek çalışmaları, afet mağdurlarının yeniden hayata tutunmalarına yardımcı oluyor. Depremin fiziksel yıkımının yanı sıra ruhsal yaralarının da sarılması için toplumsal dayanışma ve profesyonel destek mekanizmalarının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
6 Şubat depremleri, Türkiye’yi derinden sarsarken, afetin psikolojik etkileri hala devam ediyor. Ancak, psikososyal destek hizmetleri ve toplumsal dayanışma sayesinde, depremin yol açtığı ruhsal yaraların sarılması mümkün olabiliyor. Uzman Psikolog Edanur Aksünger’in de vurguladığı gibi, “İyileşme süreci uzun ve zorlu olsa da, doğru desteklerle umut ve yeniden inşa mümkündür.”
📢 Depremin izlerini silmek için psikososyal destek ve toplumsal dayanışma vazgeçilmezdir. Unutmayalım: Yaralar sarılır, umutlar yeşerir.