Rus edebiyatının büyük ustası Anton Çehov, insan doğasının zayıflıklarını en yalın ve çarpıcı şekilde gözler önüne seren eserleriyle tanınıyor. Onun “Ödlek” adlı hikâyesi ise, adaletsizlik karşısında sessiz kalan insanların trajedisini çarpıcı bir şekilde yansıtıyor.
Hikâyede, çocuklara ders veren öğretmen Julia Vassilyevna, işvereninin hesap oyunlarıyla hakkı olan ücretinden haksızca kesintiler yapılmasına rağmen tek kelime edemez. Çehov, bu sessizliği ve kabullenişi “ödleklik” üzerinden sorgular. Öğretmene adeta zalimce bir oyun oynayan işveren, sonunda gerçek parayı teslim etse de, Julia’nın hakkını aramamasına duyduğu öfkeyi gizleyemez.
Çehov’un bu hikâyesi, “Haksızlığa karşı susan, hakkını kaybeder” gerçeğini vurgularken, aynı zamanda insana ve hayata dair evrensel bir ders bırakır: Zayıfları ezmek çok kolaydır; önemli olan adaletin ve onurun yanında durabilmektir.





