Bir süredir içerik üretimine ara veren Mehtap Algül, kameralar karşısına bu kez evinden çıkıyor. Minimalist bir kitaplık, sade bir koltuk ve doğrudan seyirciye hitap eden içten bir dille açılışı yapıyor: “Bir gidiyorum bir geliyorum ama beni de böyle kabul edin. Hikâyeler birikti, anlatasım geldi.”
Mehtap Algül'ün youtube yayınına konuk olan Blok3, yazı Bodrum’daki evinde geçirdiğini, her gününü üretimle doldurduğunu ve yeni projelere hazırlandığını anlatıyor. Yaz aşkları konusuna da dokunan sanatçı, dikkat çekici bir ifade kullanıyor: “Bence yaz aşkı bitsin ki yenisi başlasın.”
Blok3 yani Hakan Aydın, kariyerinde ilk kez bu kadar büyük bir eleştiri dalgasıyla karşılaştığını söylüyor. Ancak duruşu net: “Eğer linç doğru bir şey üzerineyse cevap veririm. Ama değilse cevap vermek kendime saygısızlık olur.”
Günü kurtarmaya değil, geleceği inşa etmeye odaklandığını söyleyen Aydın şöyle devam ediyor: “Hayatı günü geçirmek için yaşamıyorum. Bu bana göre şımarıklık olur. Hâlâ günümün 10 saatini stüdyoda geçiriyorum. Ne yaparsak doğru örnek olur diye düşünüyorum.”
Linç Kültürü:
Son yayınlanan klibine gelen eleştirilere yanıt veren Aydın, “Bu linç değil, daha çok beklentinin dışında kalan bir şey. Kafalardaki Hakan profiliyle klip örtüşmedi ama ben başından beri Hakan’ı ünlü etmek için çalışıyordum. Kimseye sürpriz olmamalı.”
İnsanların klipteki kadın figürleri ve enerjiyi eleştirmesini “çifte standart” olarak yorumlayan sanatçı, sanatın ifade alanına müdahale edildiğini söyleyen Blok3: “Ben insanları aşağılamıyorum, kötülemiyorum. ‘Sarı esmer seçmem’ dedim. Nimet seçilir mi dedim. Kadını yüceltmişim aslında ama linç yiyoruz. Bu ülkede biraz fazla öfkeliyiz galiba.”
Aydın kariyerindeki yolculuğunun sadece duygusal parçalarla anılmakla sınırlı olmadığını belirtiyor. Hatta bunu şu ifadelerle dile getiriyor: “İki duygusalla başladım. Sonra ‘Salla’, ‘Bay Bay’ gibi hareketli şarkılar yaptım. Ben sadece aşk adamı değilim. Duygusallığım da var, enerjim de.”
“Bu ülkede artık ‘erkek dediğin şöyle olmalı’ diye sabit bir kalıp çiziliyor. Ama o kalıp sana uymayabilir. Ben sadece âşık olduğum insana duygusalım. Her tanıştığım kişiye değil.”
''BU KADAR TEHLİKELİ BİR ÖZGÜRLÜK OLMAMALI''
Sosyal medyada anonim hesaplar üzerinden yöneltilen eleştirilerle ilgili ise: “Ben ilk defa bu kadar yoğun bir linç yedim ama mental olarak 3 yıldır hazırlıyordum. Çünkü bu sektöre giriyorsan bir gün linç yiyeceğini bilerek girmelisin. Aksi aptallık olur.”
“Yüz yüze söylenemeyecek şeyleri klavye başında yazmak kolay. Ama o yorumların yarısı yanlış, yarısı yalan. Saygı gösterene saygı duyarım ama saygısızlığa sessiz kalmam.”
''SUSMAMI BEKLEDİLER AMA SUSTURAMADILAR''
Geçtiğimiz aylarda yaşanan bir organizasyon krizinde sahneye çıkmadan üç saat önce konserin iptal edilmesine dair yaşananları da anlatan Aydın, o gece sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarla gündem olmuştu: “10-15 bin kişi bilet almıştı. Kimisi şehir dışından, kimisi ülke dışından geldi. Telefonlar açılmıyor, kimse sorumluluk almıyor. Ben de açıklamamı yaptım. Susmamı beklediler ama susturamadılar.”
Yeni EP’siyle birlikte Hakan’ın müziğinde gözle görülür bir samimiyet artışı olduğu ortada. Mehtap Algül bu farkı şöyle tanımlıyor: “İçinden bir şeyler anlatıyorsun artık, kapı açıyorsun. Daha kişisel, daha çıplak bir şeyler var orada.”
Hakan ise bu yoruma katılıyor ama altını çiziyor: “İlk albümle yeni EP arasında konseptsel bir fark yok. Ama evet, daha çok göz önündeyim. Programlara çıktım, kliplerde kadın figürleriyle çalıştım. Herkesin gözü üzerimde artık.”
''YAŞADIĞIM ŞEYLER AŞKIN TARİFİNİ DEĞİŞTİRMİYOR''
Değişimden, linçten, şöhretten bahsedilse de söyleşinin sonunda asıl öz değişmiyor: Hakan hâlâ aşkı temel alıyor. “Ben daha az âşık olursam sevgili olmam. O kadar netim. Aşk benim için hâlâ aynı. Kazandığım para, geldiğim yer, yaşadığım şeyler aşkın tarifini değiştirmiyor.”
