Yeğen İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Alaca, Gazeteci Ersin Şimşek ve Merden İslah'ın sorularını yanıtladı.

Başkan Alaca 30 yıllık esnaf olduğunu ifade ederek iş gereği Türkiye'nin bir çok yerinde yapılan hizmetleri yerinde görme ve imza atma fırsatı yakaladığı ifade etti.

Yeğen İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Alaca Düziçi'nin sanayileşmede, hayvancılık ve tarım alanında projelere yeteri kadar imza atılmadığını için işsizliğin arttığı 20 bin Düziçi'nin gurbette ekmek peşinde olduklarını söyledi.

TİCARETLE SİYASET KARDEŞTİR

Başkan Alaca “Sanayileşmediğini, tarımsallaşmadığını. Hayvancılıkta ön plana gelmediğimizi gösteriyor. Bugün bu duruma gelmemizin birinci sebebi budur. Biz bu firmaya 22 yıl önce kurduk. 30 yıllık esnafım bakkalcılıktan başladık. Ticaretle siyaset kardeştir. Ticarette hata yaptığı gün yok olursun. Siyasette de yaptığın- gün yok olursun. Onun için biz dik durduk, doğru durduk, dürüst durduk, net durduk. Kimseyi kandırmadık. İncittiğimiz inşalar varsa onlardan özür diliyorum ama ben bilerek asla böyle bir şey olmadığını canı gönülden inanıyorum. Ve şunun da altını çizmek istiyorum. Ben Düziçi'ne her şeyimi borçluyum. Düziçi halkının büyük katkıları var. Ben bunu inkâr edemem. onun için Düziçi'nde kim gelirse gelsin. Gerçekten beni sevsin, sevmesin. Ben canı gönülden hepsini çok seviyorum.

200 ÇALIŞANIMIZ VAR

Şuan da 200 çalışanımız var. Hep istihdam sağladık. Bizim bugün 10 yıllık, 20 yıllık çalışanımız var. Aynı devlette kadro oluyor. Çalışan olur ya. Yani bizi çalışanımızı iş ortağı yaptık. Güven verdik. İşimiz olmasa da aylığını verdik. Biz çalışanımızı iş ortağı yaptık. Düziçi bize bir yerlere taşıyor. Bunu görmemezlikten gelemeyiz ki.

Bir ihaleye girerken biz en az 15, 20 gün gece gündüz çalışıyoruz. Yani vatandaş diyor ki ihale alıyor. Bir öğrenci nasıl ders çalışır, notunu alır. Bizde ihalelere öyle hazırlanıyor, dersimize iyi çalışıyoruz. Bu sayede ekap'tan ihale alıyoruz. 6 tane sağlık ocağı ihalesi oldu biz sadece birisini alabildik.

NEDEN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTİYOR?

Düziçi ilçesi için proje üretecek, iş üretecek, istihdam sağlayacak kişilere ihtiyaç olduğunu ifade eden Başkan Alacak “Neden Belediye Başkanı Olmak istiyorsunuz” sorunu cevabını ““Başkanlık halkın vereceği karar, siyasi partilerin vereceği karar. Biz buna saygılıyız çizgimiz, yönümüz belli. Ben burada otuz yıllık esnaflık yaptım. Bu otuz yılda halkın sevgisini, saygısını kazandık. Onun için millet diyor sen burada belediye başkan adayı ol diye. Burada halkın güvendiği, güveneceği, geleceğine yatırım yapan insanlar var. Çünkü halk sürekli kendinin yanında güven verecek, Proje üretecek, İş üretecek, istihdam sağlayacak kişiler lazım.

Niye bizim 20 bin gurbetçimiz oldu? Yani gurbeti ben bilirim. Bugün bizim burada tarımda, hayvancılıkta, sanayide asla ilerlememiş veya ilerletilmemiş. Halkımızın gözü açılmamış. Bahçe, Hasanbeyli, Kadirli, Ceyhan, Türkoğlu, yani kısa milleti gezip gördüğü Kozan'ı gezin oradaki fabrikaları sayamam, bizde niye yok. Yatırımcı saygıyı sever, güveni sever. Bir ilçede, bir ülkede saygı, sevgi, güven yoksa yatırımcı çekemezsin. Şimdi güvenmediğin bir yere yatırım yapabilir misin? Bizim gelmiş geçmiş siyasilerimiz veya başkanlarımız burada yatırımcıya güven vermemiş. Onun için yatırımcı gelmemiş” sözleriyle cevapladı.

DÜZİÇİ'NİN NEYE İHTİYACI VAR?

Düziçi'nin ihtiyaçlarını sıralayan Başkan Alaca “ Düziçi'nin neye ihtiyacı var derseniz. Şimdi organize sanayi yapılıyor. Ben saygıyla selamlıyorum. Inan gidip orada ağlayasım geliyor bana. İşte bu bunun kaçmış. Bak. Biz yarın Allah izin verirse o günleri nasip ederse Ciddi söylüyorum. Çok büyük rüzgar eleştireceğine inanın. Çünkü bu bir ülkenin gelişmesi iş adamlarıyla olur Ersin Bey. Yani bu lafla olmaz. Biz niye Bugün bizim Düziçi'nde bir sürü iş adamımız var. Önü açılsa, sahibiyle, sevgiyle, güvenle yürütse burada kim yatırım yapmaz? Ha? Destek olur mu

Şimdi burada herkes destek olur. Olmak zorunluluğu var. Çünkü biz Düziçi'ni seviyoruz. Çocuklarımızı seviyoruz. Geleceğimizi seviyoruz. Yani gerçekten seviyoruz. Bak burada güven yok güven. Güveni bilir misin? Yatırımcı güveni sever. Bugün Türkiye'den bahsedelim. Dış ülkede nasıl yatırımcılar geliyor? Veya bizim iş adamlarımız güvenerek nasıl gidiyor? Işte bir ilçe de böyle. Biz önce kapımızın önünü süpüreli mi?

Şimdi burada iş adamları da güven vermezsen burada inanç sanayi kuramaz. Fabrika da kurmaz, işletme de kurmaz. Buradaki siyaseten bak siyaseten belediye başkanı olduğunda da kim olursa olsun. İş adamlarına kesinlikle güven vereceğim. Verecek. Nasıl verecekler? Ben bunun örneğini vereyim. Ben çok yer gezdim. Bugün biz belediyeleri incelediğimizde adam yatırımıyla bak teşvikiyle, sevgisiyle adam demiş ki sen buraya gel yatırım yap. Şu işi yap. Yanındayım. On yıl vergi almayayım demiş temelini ben atıyorum.

Atığını ben toplayacağım. Vergini bilmem, almayacağım diye. Bak. Yerini ya yerini göstermese dahi demiş ki, gel kardeşim. Şu arazi dut ben senden bir yer kalmayayım. Belediye olarak tüm gücümü vereceğim demiş. Öncülüğünü yapmış. Şimdi güven bunun için lazım. Yani bir işletmeye güven vereceksin. Güven olmazsa bir şey olmaz. Yani burada kısaca Ben size şu soruyu soracağım. Bizim Düziçi'nde zengin adamımız yok mu? Var. Var. Okumuş adamımız yok mu? Var. Bilgili adamımız var yok mu? Var çalışanımız son derece var mı? Var. E pekala niye dış güç kullanıyor bunu? Merdem Bey? Yani ben bu gençliği toplarım. Buradaki iş adamlarımızı toplarım. Oy verir vermez. Siyaseten olur olmaz. Çünkü seçilmiş adam seçildiğinin siyaset bitmiş demektir. Tüm Düziçi'nin başkanıdır bu. Yani adam işte oy verdi. Bu yok. Adamlar bunu kaldırmış biz bugün dışarılara gittiğimizde adam bugün yirmi yıl, otuz yıl vergi almama taahhütü yapmış ya. Tevfik etmiş gelin. Pazar bulamazsanız pazarını ayarlamış. Yetmiş, rica etmiş Demiş ki kardeşim işte bizim burada bir işletme var. Buna yardımcı oluyor. Herkes oluyor. Ben şimdi bir sürü binlerce kalem ürün alayım. Hangi fabrikanın gidip yerini görüyor? Göremiyor. Ama bir arkadaşı Virüs çalışıyor. Şu fabrika daha kaliteli. Şu fabrikanın vadesi daha. Ne oluyor? Bu böyle. Açlık gidiyor ve iş hacmi yetiştiremiyor. Yetiştiremiyor Merden Bey. Onun için biz şimdi yatırımcılarımızı seveceğiz

Sayacağız. Siyaseti, dini, dili, ırkı ne olursa olsun. Kucaklayacağız. Ne için kucaklayacağız? Çünkü bizim gelecek nesillerimiz var. Artık gurbetten kurtulacak. Bak sana bir örnek vereyim. Yeşilyurt Belediye Başkanı şu anda üç yıl, iki tane organize sanayi. Ben oraya gittim geldim. Evet, bak. Şu anda üç yüz bin nüfusa yetişmiş doksan bin nüfusluymuş bak. Adamın orada gittim ben incelemelerde bulundum. Davet etti arkadaşımız. Bugün üç yıl dört yıl gibi bir kısa zamanda üç yüz bin nüfusa yetiştim bunu ne için söylüyorum? Yatırımcıları çekmiş. Gitmiş ta Yazarhaneleri'ne gitmiş. Görüşme talep etmiş. Gelmiş yeri göstermiş. Bugün yani bizim Malatya'dan coğrafi konumuz bin kat iyi

Bin kati Erdemli? Niye biz bunu çağırmıyor iş adamlarımızı? Hı? Yani burada sen şusun, ben buyum, ben bu siyasette ön plana çıktığımız dediğimiz biz çocuklarımızı unutuyoruz. Bakın unutturuyorlar bizi. Böyle bir şey yok. Onun için biz geleceğimizi düşünüyoruz. Siz belediye meclis üyeliği de yapıyorsun. Evet. Belediye meclis üyeliği yaptığınızda hani bu sorunlar gördü.

Gördüm tabii. Ersin Bey şunu söyleyeyim. Şimdi orada başkan var. Bizim orada müdahil olma hakkımız, fikir verme şeyimiz geçersizdir. Yani bu bir gerçek. Belediye nasıl seçilir ki? Şimdi başkanım. Biz büyükşehirde de görüyoruz. Belediye meclisi basına açık. Açık abi. Açık olması lazım. Evet. Hangi basın bu zamana kadar takip etti. sonradan oluyor şimdi Ersin Bey şimdi oysa belediye meclis üyeleri ister iktidar olsun ister muhalefeti olsun orada bir ortak karar alırken meclisin yoğunluğuyla çoğunluğuyla karar aldı.

Bu da şeffaf şekilde yani basının gözü önünde İstanbul'da, Ankara'da var. Bunun gibi ilçemizde neden buna benzer çalışmalar onu ben, şimdi ben şu belediye başkanım, bu belediye başkanıyım demeyeceğim. Ersin Bey bakın şimdi o belediyecilikte lider tektir. Bunu unutmayın. Şimdi orada işte sen şunu orada başkanın nerede hangi mülküye gidersin? Git Türkiye'de de öyle. Başkanın dediği geçerlidir. Orada D şık fikir sunduğu gün çatışmalar çıkıyor. Ve başarısız kalırsın. Şimdi burada şunu söylemek istiyorum. Buradaki belediye meclis üyelerini at sana şunu ben yönetmek istiyorum. Hangi belediye başkanı bugüne kadar Düziçi'ni nasıl kalkındırıp, nasıl sanayileştirdik, tarımı nasıl ilerledik? Eğitimi nasıl ilerletecek, hayvancılığı nasıl ön safhaya alır diye niye toplantılar yapmayayım niye yapmıyor abi? Madem bu yani ben bunu biri için konuşmuyorum ha. Altmış sekiz yıllık gelip gelecek belediye başkanına soru soruyor. Niye yapmıyor abi? Yapmamış bugüne kadar. Bütün Bütün herkes bunu çağırıyor. Düziçi'nin adamı kendine yeter. Bir atasözü var. Önce biz evimize dönüş. Bak. Düziçi'nin iş adamı bak ne mi sordum? Okumuşu bilgisi, zengini yok mu? Niye çağırmıyorlar? Sana bunun bir tane örneğini vereyim.

Iki yıldır bu üniversite kururken ben o zaman kaymakam diye gittim. Dedi ki ya Sayın Kaymakamım bunu nasıl yapayım dedi. Adam korktu da. Ya işte burada bir sürü iş adamı var. O zaman özel taşın altında yüz elli kişi toplantı yaptı. Bak oraya halk yaptı o üniversiteyi ha. Devlet para vermedi ona. Onun gibi yani burada güvenin eseri olacaksın. Çocuklarını düşüneceksin. Biz gurbetten bahsediyoruz

Yani birlikte hareket edeceğiz. Birlikte hareket tabii. Şimdi bunu ne için söylüyor? Başkanın kazandıktan sonra Ankara'da siyaseti olur. Ama Düziçi'nin olamaz. Niye olamaz? Çünkü Düziçi'nde hep beraberiz biz. Her gün acımızdan, tatlımızdan, neşemizden, bayramımızdan hüzünümüzle beraber yaşıyoruz. Siyasetimiz ne olursa olsun. Doğru mu E niye birlik beraberlik olup da o zaman buradaki bizim liderlerimiz. Şimdi hep beraberiz biz. Her gün acımızdan, tatlımızdan, neşemizden, bayramınızdan hüzünümüzle beraber yaşıyoruz. Siyasetimiz ne olursa olsun. Doğru mu? E niye birlik beraberlik olup da o zaman buradaki bizim liderlerimiz, siyasetçilerimiz hele bilhassa belediye başkanlarımız Arkadaşlar gelin bakayım Düziçi'n yani hepsi dışarı gidiyor. Nasıl geliştirdik diye niye toplantılar yapıp adım atılmayı Yani. Yani ben bunu ağlamayalı konuşmuyorum. Bunu bak. Bir aileden bahsedelim. Bir ailenin çocuklarıyla, çevrenle Barışık olmazsa dışarıyla barışık olamazsın. Belki o gün mutlu olabilirsin. Belki o gün huzurlu olabilirsin. Ama geleceğini düşünüyorsan biz herkesle barışık yaşamak zorundayız

Şimdi şöyle bir durum var. Hani biz demiştik ki yani organize sana yani çalışanları içeriye çekmek için oluyor. Sanayi dışında ne yapılabilir ki? Ya Düziçi'nde ne yapılmaz ya Ersin nasıl yani şimdi buradaki bakın arkadaşlar. Bizi şimdi Düziçi'nde seracılık yapılır mı? Yapılır, gayet de güzel yapılır. Bugün tarrunumuz niye var? Çiftçimiz bilinçlendirilir mi? su sıkıntısını bakın bakın Merdem Bey bugün Konya Ereğli'de çalıştım ben beş yüz kilometrede damlama sulama sisteminde çalıştım Dünya Bankası buna hibe veriyor, hibe. Proje üreteceksin. Proje. Proje. Bak beş yüz kilometre. Bunun normal vatandaş mı yönetecek yoksa bak orada.

Hüseyin Oprukçu Bey, ben bizzat konuştum bu konuyu. Belediye başkanının beş yüz kilometre bizim gibi kanallardan, ganaletlerden suyu almış damlama sulama sistemine geçiriyor. Aldığı para bir milyon beş yüz elli milyon dolar hibe almış. Hibe Dünya Bankası'ndan. Şunu söylemek istiyorum. Bugün ben şuna canı gönülden inanıyorum. Devletimiz de buna şu anda yüzde yetmiş destek veriyor

Bugün güneş panelleri. Bak. Güneş panelleri. Damlama sulama sistemleri. Bak. Devlet zaten direkt veriyor bunu. Ersin Bey. Sen yeter ki proje öğren. Proje üret. Şu anda biz damlama sulama sistemine geçsek dağında Bizim sularımız yüzde yetmiş tasarruflu ya. Yüzde yetmiş. Su yetmiyor diyorsun. Doğru mu? Yüzde yetmiş tasarruf yaparsan yeter mi? Yetmez mi.

sorun nerede o zaman? Sorun bizde. Verimin artar mı? Artar. Kalite artar mı? Artar. Yani ikinci ürünü çünkü onu söyleyeceğim. Pazarın yükselini yükselir. Maliyetin düşer mi? Düşer. Çünkü güneş enerjisi panelleri veriliyor. Bakın ben size bir örnek vereyim. Iki bin on üç yılında Maraş'tan biz bir iş aldık içme suyu. Maraş ne yapmış biliyor musun Ersin Bey? Hayvancılık üzerinde

Adam güneş enerjisi paneli bulmuş hayvancılara, dağlara. Tankını vurmuş, prefabrik binasını vermiş. Açıyor adam malcılar yok mu hayvancı kardeşlerimiz? Şak kapatıyor, istediği yere

Şey yapıyor ne o? Vuruyor. Ve hayvancılık o kadar yayılmış ki. Teşvik etmiş. Teşvik edilmiş. E bugün. Yıl önceden bahsediyorum. Benim gördüğüm şokladım ya. Niye şokladın? Daha biz buralarda bunun adımını anlatamamışız. Sana hayvancılıktan bahsediyorum

Adam devlet vermiş buna. Demiş ki hayvancılığını yap kardeşim. Güneş enerjisi beleş. Panel. Su tankı da vermiş abi. Bak. Prefabrik bina da vermiş. Naylon gibi yapmış adam iki anladın mı? Burada da barın demiş. Ve hayvancılık had safhaya çıkartmış. Bak teknolojinin şeyini bizim burada gördünüz mü arkadaşlar siz? Bakın Ya şimdi ben bu bak. Şimdi bunu ne için söylüyorum? Biz bunları gördük. Şimdi devletimiz buna yüzde yüz destek veriyor. Ersin Bey. Sen yeter ki proje üret Şimdi projeye elletmezsen devlet sana destek vermez. Çünkü inanacaklar sana devlet desteğini vereceğine. Onun için yani bugün tarımda ve hayvancılıkta bak bir daha söyleyeyim. Devlet zaten şu anda yüzde yetmişi de veriyor

YETER Kİ PROJE ÜRET

Sen yeter ki proje. Şimdi projeye elletmezsen devlet sana destek vermez. Çünkü inanacaklar sana devlet desteğini vereceğine. Onun için yani bugün tarımda ve hayvancılıkta bak bir daha söyleyeyim

Devlet zaten şu anda yüzde yetmiş hibe veriyor. Yeter ki destekle. Yeter ki proje üret. Yeter ki sen kendini anlat siyasete. Devletimiz bunu destekliyor ya. Ama proje üretmezsem devlet ne destekleyecekse Ha? Yani bu nereden geçiyor? Bak demin söyledim. Bu belediye başkanlarımızdan geçiyor. Siyasilerimizden geçiyor. Milletvekillerimizden geçiyor. burada belediye başkanlarımız gitse milletvekillerimize bakanlarımıza proje ürettiğinde ben inanmıyorum bakanın yok demesine. Bir sene demesi ikinci sene verir. Durum bu yani normalde şu an en fazla bu ya bu yıl yatırımlarımız yüzde ellisi gerçekten çok fazla yatırım alıyor. Bunun nedeni proje üretmesi mi sizce?

Evet. Kardeş ben şunu alalım gelsinlik inan ki bu ücretliler bir proje baskısı olan bir problem Yeter ki dediği gibi ya bugün örnek vereyim. Çalıştınız mı? Ben sadece soruyorum. Yani şu an konumda vardı zaten. Şimdi biz aynı başkan olduk gibi konuşursak hata yaparız. Bakın. Tabii ki projelerimiz var. Ben bunları Düziçi'nin neye ihtiyaç olduğunu, niye gerçekten kalkınacağımızı

Ve şunu kesinlikle söylüyorum ben. Allah o günleri nasip ederse, bak bir daha net konuşuyorum. Düziçi bir yılda yüzde on kat artacak. Bak arttırmak zorundayız. Niye biliyor musun? Çünkü biz burada ticaretimize zarar veremeyiz. Şahsımıza zarar veremeyiz. Yoksa işte bana yeter. Kardeşim demiyoruz. Biz bilgi birikimimizi ben kırk yıldan beri devletin için yapıyor.

Ankara'ya gidip gele gele kırk yıldan beri ben biliyorum Ankara'nın yolunu. Nereden ne projeler üretip, nereden devletin destek vereceğini çok iyi bilen biriyim. Onun için ben şahsen kendime güveniyorum. Ayıp gayret etmeden hep beraber bol bol vererek Düz işini biz çok kısa bir zamanda aşıracağıma ve çağ atlatacağıma inanıyorum.

TECRÜBEMLE DÜZİÇİ'NE HİZMET ETMEK İSTİYORUM

Onun için biz bu konumlara hazırlanmaya devam ediyoruz. Yani şimdi biz bunu ben kısaca söylüyorum. Yok proje şu bu derse hoş bir şey olmaz. Ama ben bu konuda kırk yıldan beri devletin bütün projeleri, otoyollar, havaalanları, kanallar, sulamalar, köprüler, yollar biz buralarda bir yaşam alanlarında çok büyük tecrübelerimiz var.

Onun için Ben bu tecrübelerimi Düziçi'ne hızlı şekilde vermek istiyorum. Şu an beni de yardım ediyor musunuz mesela? Destekte bulunuyor musunuz? Şimdi belediyede tabii ki araç, gereç ne derse veriyorum.

MUHTARLAR HİZMETLERİN BAŞLANGIÇ NOKTASI

Ben daha başkanın arayıp da veya müdürlerin geri çevirdiğim olmadı. Ama şahsa asla vermem. Düziçi'nin yararına olan şey her zaman yandığım yardım da ediyorum. Yetmeye de devam ederim. Ben de siyaseti Tabii tabii yani bugün şu veya bu denildi de biz geri çevirmiyoruz Ersin Bey. Niye? Yapılan hizmet Düziçi'ne. Bize yani ha. Onun için ben ayıp gayret etmiyorum.

Yani o bir köye muhakkak bir iş yapmışızdır. Onun için biz köylerimizi daha çok seviyoruz. Fakir ha fukarasına, okuluna, camisine kesinlikle burada yardım etmişizdir.

Onun için bu işin başlangıç noktası da muhtarlar. Bak mahalleli muhtarlarımızı da biz çağırdık. Niye çağırdık? Çünkü birlik, beraberlik olmak zorundayız. Siyaset göze gitmeden çünkü burada muhtarlarımızdan biz Hep gelmiş geçmiş yirmi yıldan beri eski muhtarlarımızı da bugün onları da arayıp soruyor. Sürekli davet ediyoruz. Halkıyla kucaklaşıyor. Bunun bir yönü de ne biliyor

Bizi ticaretten yükselt. Bak. Siyasetlendi artık. E şimdi siyaseten ticaret aşağı yukarı kardeş zaten. Meltem Bey hata yaptığı gün yok sayarlar seni. Biz kimseyi yok saymıyoruz

Yani sen zenginsin, sen fakirsin. Sen şunu yaptın, bu biz bezi mi ibaremizde şirketimizin kuruluşunda bu yok. Biz herkes hani gücümüzün imkanları dahilinde yardım ediyor. Bunu da şu an bağlayabiliriz. Atıyoruz. Özellikle işin dışında muhtarlarımız ve durumu iyi olmayan köylülerimizin istek ve ya şimdi mesela en son çatak köyüne havuz yaptık. Ben muhtarı aradım. Dedim ki kardeş orada kepçelik işte bizim yapacağımız iş varsa artı Eksi yapın. Yani ne için yapın diyorum? Örnek veriyorum ya. Bunu bahçede köyünde nohut yiyorsun diyorlar. Kaman Köyü'nde böyle. Yani biz vatandaşa yardım ediyoruz. Camisine ediyoruz, okuluna ediyoruz. Efendime garibanına ediyor mu? Eskiden şöyle olurdu eskiden köye özel daire ekipleri geldi. Köy hizmetleri ekipleri geldi. Bir yol yapalım. He. Biz bir şey de yapalımdık Işte yaralar yapar. Köy hizmetlerinin dışında köyün yolu bulduk.

DÜZİÇİ'NE BORÇLUYUZ

Şimdi de tersine döndü. O yüzden herhalde başkanım katkı sağlıyordu köylere. Ihaleyle alınıyor. Mesela burada ihale alındığında ne oluyor? Oradaki muhtarlar gelip rica ediyor. Vatandaş gelip rica ediyor. Yettiğinde ne oluyor? Ya biz muhakkak birilerine elimizi uzatıyoruz yani geri çevirmiyoruz halk da bizi niye sevmesin? Demin başta da söyledim. Biz halka borçluyuz demiş. Düziçi'ne borçluyuz

HALKTAN NASIL KOPABİLİRİZ

Biz halktan kopamayız. Niye kopamayız? Başta bunu söyledim. Halktan koptuğum gün kendinden bıktım. Biz bunu hem ticaret açımızdan, hem siyaset açımızdan. Halkla nasıl kopabilirsin sen? Halktan korktun mu? Olmaz. Gücün ne olursa olsun Bilgin ne olursa olsun. Farkında olmadım başkanım. Ben başta söyledim bunu. Benim çizgim belli dedim. Partiden kopan arkadaşlarım bugün şunu söylemek istiyorum. O beni bağlamaz. Ben iki bin ikiden beri AK Partiliyim. AK Parti'de devam ediyor. Bak, tabii, tek çizgimi bozmadım. Ben bugün partimin bütün etkinliklerine, bütün programlarına, bütün şekil şekillerini katıyorum. Ha AK Parti'de bazı arkadaşlar beni sever, sevmez, o kendi bileceği iş. Bu beni fazla bağlamıyor. Ama benim çizgim bellilerden biri biz çizgimizi değiştiremeyiz. Yani millet nedir“ şeklinde konuştu. Ersin Şimşek