2025/26 sezonuna girilirken, dünya ayçiçeği üretiminde iyimser bir tablo çiziliyor. Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) ve ABD Tarım Bakanlığı (USDA) verilerine göre, küresel üretimin %8-10 artışla 56-60 milyon ton bandına ulaşması bekleniyor. Rusya, Ukrayna, Avrupa Birliği ve ABD gibi büyük üreticilerde ciddi artışlar öngörülüyor. Ancak Türkiye için aynı iyimserlik geçerli değil.

Kuraklık Türkiye’yi vurdu: Rekolte %70 düştü

Türkiye’de ise kuraklık başta olmak üzere yapısal sorunlar üreticiyi zorluyor. Edirne Ziraat Odası’nın paylaştığı verilere göre, bazı bölgelerde dekarda verim 60-70 kilograma kadar düşerken, ülke genelinde rekolte kaybının %70’e ulaştığı tahmin ediliyor. Türkiye’nin yıllık yaklaşık 2,5-3 milyon ton ayçiçeği ihtiyacına karşılık, bu sezon üretimin 1,5-1,6 milyon ton seviyesinde kalması bekleniyor.

Çiftçi yüksek maliyetlerle boğuşuyor

Üreticiler, artan mazot, gübre, enerji ve sulama giderleri karşısında ayakta kalmaya çalışıyor. Trakya Birlik’in ton başına açıkladığı 15 bin TL’lik avans ödemesi kısa vadeli bir rahatlama sağlasa da, çiftçinin uzun vadeli kaygılarını gidermeye yetmiyor. Kuraklıkla mücadele için sulama yatırımlarının artırılması, kuraklığa dayanıklı hibrit tohumların geliştirilmesi ve üreticiye yönelik yapısal desteklerin şart olduğu vurgulanıyor.

Dünya büyürken Türkiye ithalata mahkûm

Dünya genelinde ayçiçeği üretimi artarken, Türkiye ithalata daha da bağımlı hale geliyor. Rusya ve Ukrayna, dünya ayçiçeği ihracatının yaklaşık %73’ünü karşılarken, bu ülkelerdeki savaş koşulları tedarik zincirini kırılganlaştırıyor. Ayçiçeği yağına olan küresel talep ise %7 artarak 20,4 milyon tona ulaşmış durumda. Türkiye’nin dışa bağımlılığı ise %65-75 bandında seyrediyor.

Ticaret Bakanlığı’nın ayçiçeği yağı ithalatında gümrük vergilerini düşürmesi fiyat baskısını azaltmayı amaçlasa da, yerli üretimin zayıflaması sektörde uzun vadeli kaygılara neden oluyor. Uzmanlara göre, piyasalarda ayçiçeği yağı fiyatlarının yeniden 80-90 TL bandını aşması ihtimal dahilinde.

Çözüm önerileri: Sulama, tohum, yapısal destek

Tarım sektörü temsilcileri, üretimin sürdürülebilirliği için üç temel alana dikkat çekiyor:

  1. Sulama altyapısının güçlendirilmesi,

  2. Kuraklığa dayanıklı hibrit tohumların yaygınlaştırılması,

  3. Girdi maliyetlerinin azaltılması için çiftçiye doğrudan destek sağlanması.

Bununla birlikte, ithalat politikalarının yerli üreticiyi zora sokmayacak şekilde yeniden düzenlenmesi ve spekülatif fiyat artışlarının önüne geçilmesi de öneriler arasında yer alıyor.

Gıda güvenliği riski büyüyor

Dünya ayçiçeği üretiminde rekor konuşulurken, Türkiye’de yaşanan rekolte krizi, tarım politikalarının sürdürülebilirliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Uzmanlar, iklim değişikliğiyle uyumlu uzun vadeli projelerin hayata geçirilmemesi durumunda, yalnızca ayçiçeğinde değil, tüm stratejik tarım ürünlerinde benzer sorunların yaşanabileceği uyarısında bulunuyor.

Muhabir: Suğra İrem Yıldız