Hutbelerde, Kur’an-ı Kerim’in “İnsanlardan, alırken ölçüyü tarttıklarında tam, onlara vermek için tarttıklarında ise noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!” ayetine atıfta bulunularak, bu tür hile ve eksikliği alışkanlık haline getirenlerin kıyamet gününde büyük bir hesap vermek zorunda kalacakları hatırlatılıyor.

Atatürk’ün hutbelerinde, hileli ölçü ve tartının sadece dünyevi kayıplara değil, ahirette de ağır cezalara yol açacağına işaret edilerek, bu davranışın en büyük ahlaki zaaflardan biri olduğu belirtiliyor. Haksız kazanç peşinde olanların, hem dünya hayatında hem de ahirette mutlaka zarar göreceği vurgulanıyor.

Hutbede yer alan etkileyici anlatımla, ölçüsünü ve tartısını tam yapmayanların, Allah’ın en büyük ve en şiddetli azabına maruz kalacağı dile getiriliyor. Atatürk, bu uyarılarla toplumda dürüstlük ve adaletin korunmasının önemine dikkat çekiyor.

Ayrıca, İslam alimlerinden İbn-i Ömer’in, Mutaffifin suresini okurken ilahi hesap gününü düşünerek ağlaması örneği üzerinden, sağlam imanın insanları dolandırıcılık ve hileden alıkoyacağına da vurgu yapılıyor.

Hutbelerde yer alan şu sözler, Atatürk’ün insanlara verdiği ahlaki mesajın özünü oluşturuyor:
“Günün birinde insanların Allah’ın huzuruna çıkacağına imanı sağlam olan bir insan, böyle bir alçaklığı nasıl işler?”

Bu öğütler, günümüz Türkiye’sinde adalet ve dürüstlüğün temel taşları olarak hâlâ geçerliliğini koruyor.

Kaynak: Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin Atatürk adlı eserinden derlenmiştir.