Bir güvence arayışı olarak Obsesif Kompulsif Bozukluk geçer mi?  Çünkü bu hastalıktan mustarip olan kişilerin yaşadıkları acılardan kurtulmak için kendilerince oluşturdukları düşünceler kendilerini düzenli ve temiz olmanın zorunlu olmasına ve karşılıksız bu saplantılara bağlı kalmasına neden oluyor.

Hayatı boyunca yaşadığı travmatik olayların ardında yatan bir süreç olduğunu belirten Gülden Teyze, çocuklarının ısrarına rağmen hastanede tedavi olmadığını belirtiyor ve şöyle devam ediyor:

Temizlik için sokaklara çıkıyorum. Bu durum benim için artık mecburiyet haline geldi.  Sokakları süpürmek zorundaymışım gibi hissediyorum. Bu benim için bir yaşam biçimi. Küçüklüğümden beri evlere temizliğe götürüldüm"

Annesini 5 yaşında babasını ise 8 yaşında kaybettiğini söyleyen Gülden Kapçay, daha sonraları akrabalarının yanında kalmaya başladığını belirtti. Bu süreçten sonra zorlu günlerin de böylelikle başlamış olduğunu ifade etti.

Whatsapp Image 2024 07 04 At 00.45.17

“Küçüklüğümden beri evlere temizliğe götürüldüm”

Gülden Kapçay, "İnsanın anne babasını küçük yaşlarda kaybetmesi, kaybolmak, sahipsiz kalmak gibi”. 'Aile insanın en değerli varlığıdır' diye konuşan Kapçay, “Bazen teyzemlerde bazı zamanlar ise dayımlarda kalırdım. İlkokul bittikten sonra okulu bırakmak zorunda kaldım” dedi ve şu ifadeleri kullandı.

GÜNCELLEME - Mersin'de ormanlık alanda çıkan yangın kontrol altına alındı GÜNCELLEME - Mersin'de ormanlık alanda çıkan yangın kontrol altına alındı

“Teyzem bir gün evdeyken artık okula gitmeyeceğim için, kendisiyle beraber ev temizliğine gitmem gerektiğini söyledi. Bu şekilde küçüklüğümden beri evlere temizliğe götürüldüm"

Teyzesinin ev temizliğine gittiği süreçte kendisini de yanında götürmesini, ilk başlarda evde korkmaması için sandığını söyleyen Kapçay, ileriki zamanlarda günde 3-4 ev temizliğine gittikleri süreçlerde bedenini ve zihninin aşırı yorgun olmasıyla beraber bu sürecin devam edeceğini ve bir daha okula başlayamayacağının farkına vardığını söyledi.

"Erken Yaşta Evlendirildim"

Gülden Kapçay, "15 yaşında evlendirildim. Bana dediler ki 'bu kişiyle evleneceksin' evlendim. Annem ve babam olmadığı için akrabalarım tarafından yük olarak görüldüm. Ailem olsaydı belki erken yaşta evlendirilmezdim" diye konuştu.

Whatsapp Image 2024 07 04 At 00.45.19

"Temizlik hastalığım aldatıldıktan sonra oldu"

"Çocukluktan bu yaşıma kadar, temizlikle ilgili bütün işlerimi kendim yaparım," diye konuşan Kapçay, "Evlendikten sonra ailemin geçimini sağlamak için tek bildiğim iş olan evlere temizliğe gidiyordum" diye devam etti. Çalıştığı kurumların-kişilerin her zaman kendisinden memnun kaldığını söyleyen Kapçay, “Eskiden bu denli titiz değildim, eşim tarafından aldatıldıktan sonra oldu. Temizlik hastalığına yakalandım. Elimde olmadan gerçekleşti. Çocuklarım bu halimden şikayetçiler” dedi.

"Sokakları evim gibi sanıyorum"

Gülden Kapçay, her gün sokakları süpürmek için kendini sorumlu hissettiğini söyleyerek şu ifadelere yer verdi:

“Bir anlamda sokakları evim gibi görüyorum. Eskiden sadece kendi mahallemin sokağını temizlerken şimdi arka sokaklara gidiyorum. Eskiye nazaran mesela o durum arttı. Sokaklar temiz olmazsa kendimi rahat hissetmiyorum. Yalan söylemeye gerek yok, mahallemizde bulunan okulun çevresini hatta okulun önünü bile temizliyorum. Yani süpürmediğim, toplamadığım mahalle kalmadı. Herkes gördüğünde diyor. Gülden Teyze, 'Süpürme kendini yorma, bende hayır yapmak istiyorum, kendimce stres atıyorum' diyorum. Çocuklarım, bu halimden dolayı çok üzgünler. Hastanede tedavi gördüm, ilaçlar kullandım ama bir yararını göremedim. 'Tekrar sokakları süpürmeye devam ettim" 

"Sokakları süpürmediğim zaman sıkılıyorum"

Ev temizliğini bitirdikten sonra sabahları yola koyulduğunu ilk olarak ise kendi kapısının önünü sonrasında sokağı temizlemeye başladığını belirten Kapçay, haftanın her günü sokakları temizlediğini bu sürecin sürekli devam ettiğini söyledi. Kapçay, "Kendi mahalleme yakın olan mahallenin sokaklarını da çok kirliyse temizliyorum. Sokakları süpürmediğim zaman sıkılıyorum. Ben yolları süpürdüğüm zaman yerlerde sigara izmaritleri, kâğıt parçalarını da toplarım, temizlerim. Sokaklar tekrar kirlenir, aynısını yapmaya devam ederim. Belki sokaklar temiz olsaydı, ben böyle bir işe devam etmezdim” diye konuştu.

Gülden Kapçay, “Bir gün sokağı süpürüyordum, yanıma bir adam geldi: 'Abla, bu mahalleye hayranım, çok temiz tutuyorsun. Emeğin neyse vereyim, bizim mahallemizde sokaklar kirli, temizlemeye gelir misin? dedi. Yok oğlum dedim, çocuklarım bu halime bile kızıyor, gelemem, dedim” diye konuştu.

"Artık ev temizliğe gitmiyorum"

Gülden Kapçay, yaşından dolayı ev temizliği işlerine artık çağrılmadığını ve çocuklarına destek olmak, evine katkıda bulunmak için plastik pet şişeler toplamaya başladığını belirtti. Mahallede bulunan esnaf ve komşuların, kendisinin bu durumunu gördüklerinden ve tanıdıklarından dolayı maddi yönden destek olduklarını belirtti.

"Annemin hayatı zorlukların içerisinde geçti"

Funda Kapçay, Gülden Teyze'nin en küçük kızı. Annesinin hayat mücadelesini bizlere anlattı. Kendisinin üniversite mezunu olduğunu ve annesinin bütün çocuklarını tek başına okuttuğunu söyledi. "Annem çok zorluklar çeken bir kadın aslında, yani ne kadın olmuş ne çocuk olmuş aslında. Hayatı hep birilerinin elinde, hayatına müdahaleler edilmiş, bir ileri git, geri gel dersin ya, aslında öyle bir hayat yaşamış annem. Okutulmamış, her şeyden eksik bırakılmış, hayatında ne maddi ne manevi destek verilmiş, sevilmemiş, hor görülmüş, erken yaşta evlendirilmiş. Annemin hayatı zorluklar içinde geçti" dedi.

Rahatlamak amacıyla olan bir ritüel: Temizlik

Gülden Kapçay’ın içinde bulunduğu bu hastalık durumunu psikolojik açısından değerlendirmelerde bulunan Psikolojik Danışman Hüseyin Aravcı bu hastalığı rahatlamak amacıyla olan bir ritüel olarak değerlendirdi. Hüseyin Aravcı sözlerine şu şekilde başladı:

 “İnsanların obsesyon adı verilen sürekli tekrar eden düşüncelere sahip olması ve bu düşüncenin kendisini rahatsız etmesinden ötürü, genellikle rahatlamak amacıyla ritüel veya kompulsiyon adı verilen sürekli tekrar eden davranışlarda bulunmasıyla karakterize bir durumdur. Obsesif kompulsif bozukluğa (OKB) sahip hastalar, kontrol edemedikleri düşünceleri, korkuları veya imgeleri saplantı halinde yaşarlar. Bu durum hem kendileri hem de çevresindekiler için son derece rahatsız edici olabilir.” 

Aravcı, Gülden Teyzenin hastalığının Obsesif Kompulsif bozukluğu olduğunu dile getirirken bu hastalığı şu şekilde açıkladı:

“Obsesif kompulsif bozukluğu (OKB) olan bazı kişiler ise çevresel stres faktörlerinden etkilenmektedir. Kişinin yaşadığı bazı çevresel faktörler ve ciddi hayat değişiklikleri semptomların kötüleşmesine neden olabilir. Bu faktörler şunları içerir: Taciz, Yaşam durumundaki değişiklikler, Hastalık, Sevilen birinin kaybı, İş veya okulla ilgili değişiklikler veya sorunlar, İlişki kaygıları”

Psikolojik Danışman Aravcı sözlerini şu şekilde bitirdi:

“Kişi (OKB) hastalığı tedavisini kabul etmesi ve hastalığı kabullenmesi gerekmektedir şayet tedaviyi kabul etmezse yapılabilecek pek bir şey bulunmamakta ve tedavi olmaktadırlar”

Muhabir: Anıl Sarı