İsrail, söz konusu konsolosluğa yapılan saldırıyı üstlenmemiş olmasına rağmen, bu saldırının arkasında olduğuna geniş çapta inanılmaktadır. İran'ın İsrail'e doğrudan saldırıda bulunması ilk kez gerçekleşmiştir.

Bu saldırılar, İsrail ve İran arasında yıllardır devam eden gölge savaşının bir parçası olarak görülmekte. İki ülke, birbirlerinin varlıklarına karşı sorumluluk kabul etmeksizin saldırılarda bulunuyorlardı. Ancak bu saldırılar, Hamas'ın geçtiğimiz Ekim ayında İsrail topluluklarına yönelik saldırısıyla başlayan Gazze savaşı sürecinde önemli ölçüde arttı.

İsrail ve İran Arasındaki Düşmanlığın Kökenleri

İran ile İsrail 1979 İslam Devrimi'ne kadar müttefikti. Ancak devrimle birlikte İran'da iktidara gelen rejim, İsrail'e karşı çıkışı temel bir ideoloji unsuru olarak benimsemiştir. İran, İsrail'in varlık hakkını tanımamakta ve onun yok edilmesini amaçlamaktadır. İran'ın üst düzey lideri Ayetullah Ali Hamaney daha önce İsrail'i "kanserli bir tümör" olarak nitelendirmiş ve "şüphesiz kökünden sökülüp atılacağını" belirtmiştir.

TBMM'den Bakü'deki Türk eğitim kurumlarına ziyaret TBMM'den Bakü'deki Türk eğitim kurumlarına ziyaret

İsrail ise İran'ı, Tahran'ın retoriği, İsrail'in yok edilmesine yeminli vekil güçlerin oluşturulması, Filistinli gruplar dahil olmak üzere çeşitli gruplara mali ve askeri destek sağlanması ve İran'ın gizli nükleer silah peşinde olduğuna inanılması nedeniyle varoluşsal bir tehdit olarak görmektedir.

İran'ın Konsolosluk Saldırısına Tepkisi

İran, 1 Nisan'da Şam'da bulunan İran konsolosluğuna yapılan hava saldırısına yanıt olarak İsrail'i bombalamıştır. Saldırı, İran'ın egemenliğine yapılan bir ihlal olarak görülmekte ve İran bu saldırıdan İsrail'i sorumlu tutmaktadır. Saldırıda, aralarında Kudüs Gücü'nün üst düzey komutanlarından Tuğgeneral Mohammad Reza Zahedi'nin de bulunduğu on üç kişi hayatını kaybetmiştir.

İran ve İsrail'in Askeri Kapasiteleri

İran coğrafi olarak İsrail'den çok daha büyük olup nüfusu yaklaşık 90 milyon civarında, İsrail'in nüfusunun yaklaşık on katıdır. Ancak bu, daha büyük bir askeri güç anlamına gelmemektedir. İran, füzeler ve dronelara büyük yatırımlar yapmıştır ve bu silahları Yemen'deki Husilere ve Lübnan'daki Hizbullah'a da sağlamıştır.

Öte yandan, İsrail dünyanın en gelişmiş hava kuvvetlerinden birine sahiptir. İsrail, düşman toprakları içinde derinlemesine saldırılar gerçekleştirme konusunda tecrübelidir.

Nükleer Silahlar

İsrail'in kendi nükleer silahlarına sahip olduğu varsayılmakla birlikte, resmi bir politika olarak belirsizliğini korumaktadır. İran ise nükleer silahları olmadığını ve sivil nükleer programını nükleer silahlanma amacıyla kullanmadığını iddia etmektedir.

İran, 2015 nükleer anlaşmasını ihlal ederek iki yılı aşkın süredir uranyumu %60 saflıkta zenginleştirmektedir. Ancak bu anlaşma, ABD Başkanı Donald Trump'ın tek taraflı olarak çekilmesi ve İran'a ağır yaptırımlar uygulaması nedeniyle çökmek üzere. İsrail, başından beri nükleer anlaşmaya karşı çıkmıştı.

Editör: Ersin ŞİMŞEK