AK Parti Osmaniye Milletvekili Mücahit Durmuşoğlu “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” münasebetiyle TBMM’de basın mensuplarıyla bir araya gelerek açıklamalarda bulundu.

Durmuşoğlu açıklamalarında şunları kaydetti:

“Türkiye'nin en karanlık ve en uzun gecesini, aydınlık bir sabaha, bir millet destanına dönüştüreli tam beş yıl oldu. Bugün, huzurlu bir şekilde yaşayabiliyorsak bunu 251 aziz şehidimize, 2.194 kahraman gazimize borçluyuz.

2016 yılının 15 Temmuz gecesi, ülkemizin istikbalini ve istiklalini korumak için uçakların, tankların, kurşunların karşısına dikilen kahraman milletimiz, hain terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimini engelleyerek, bir anlamda ikinci kurtuluş mücadelesini vermiştir.

Bir zamanlar ezanları, salâları dindiren darbeci zihniyetine, o gece yükselen salâlar dur demiştir.

15 Temmuz’u Gazi Meclisimizin çatısı altında bizzat yaşayan biri olarak, şunu çok net söylemeliyim ki; egemenliğimize, milli irademize ve özgürlüğümüze pranga vurulamayacağı, darbecilerin cuntacıların bu ülkede asla söz sahibi olamayacağı tüm dünyaya gösterilmiştir.

Bin yıldır üzerinde yaşadığımız bu topraklar ecdadımızın canları pahasına gösterdiği onurlu mücadele ile vatan olmuştur. 15 temmuzda bu onurlu mücadelenin en önemli yansımalarından biri ve son halkasıdır.

15 Temmuz; Malazgirt’ten beri verdiğimiz mücadelelerinin dönüm noktası, Birinci Dünya Savaşı’nın rövanşı, bir milletin çokuluslu saldırılara karşı destansı mücadelesidir.

15 Temmuz; biz olduğumuzun, bir olduğumuzun, omuz omuza verdiğimizin, Türkiye olduğumuzun güçlü bir ilanıdır.

Yüzyıllar boyunca pek çok defa, şehit ecdadımızın aziz kanlarıyla sulanmış olan bu topraklardan bizleri uzaklaştırmaya çalıştılar. Cumhuriyetimizi, demokrasimizi, milli irademizi yok etmek, hürriyetimizi almak istediler. Ancak aziz milletimizin hürriyet aşkı ve bağımsızlık tutkusunu hesap edemediler. Kût'ül-Amâre’de, Çanakkale’de, Büyük Taarruz’da verdiğimiz cesur ve onurlu mücadele karşısında hep yenilgiye uğradılar.

15 Temmuz’da kaybedenler, aziz milletimizin sarsılmaz inancı ve çelikten iradesi karşısında pes etmek zorunda kalanlar bunu asla unutmayacaklar.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, tanka, tüfeğe, uçağa karşı eşsiz bir direniş gösteren ve büyük bir zafer kazanan aziz milletimiz de o karanlık geceyi unutmayacak.

Milletçe büyük bir kahramanlık destanı yazdığımız ve hainlere fırsat vermediğimiz o geceyi unutturmayacağız.

Bugünlerde mazlum rolüne bürünenlerin o gece sokaklarda “vurun, öldürün, ezin, ateş açın” talimatlarını hatırlayacağız.

Türkiye; Dünya Müslümanları, Türk Dünyası, Afrika, Orta Doğu, Atlantik’ten Pasifik Kıyılarına kadar uzanan “Müslüman orta kuşak” adına direnen, mücadele eden tek ülkedir.

Türkiye; yüzyıllardır devam eden, bulunduğu yeri acı ve gözyaşına boğan, milletlerin onurunu ve kimliğini ezen batı sömürgeciliğine direnen tek ülkedir.

Türkiye; bu dik duruşu hamasetle değil, akıl sıçramasıyla yapan, sabırla ve bilgelikle yürüten, büyük yürüyüşün bütün hazırlıklarını eksiksiz planlayan, 21. yüzyıla dair bütün iddia ve hesaplarını masaya koyan ülkedir.

Bu kapsamda şunu artık herkes iyi anlamalı; 15 Temmuz sadece bir darbe değil, sadece bir FETÖ saldırısı değildir. Büyüyen ve güçlenen Türkiye’yi durdurma hesaplarının bir parçası, bir işgal girişimiydi.

Hiçbir güç, hiçbir kukla Türkiye’yi bu büyük yükselişten döndüremeyecektir. 15 Temmuz’a ruhunu katan salâlar, şehitlerimizin kanıyla sulanmış bu topraklarda inşallah kıyamete kadar susmayacaktır.

Türkiye genelinde; şehirlerinden sokaklarına, dağlarından denizlerine, köylerinden kasabalarına, her eve, her bireye bu dayanışma anlatılmalı.

Artık bu işin siyaset olmadığı, yeni bir kuruluş ve yükseliş olduğu, bölgenin ve coğrafyanın güç dengesinin değiştiği, 21. yüzyılın en güçlü devletlerinden birinin buradan çıkması gerektiği anlatılmalı. Bir seferberlik, bu yönde bir dalga oluşturulmalı. Kalbinde vatan sevgisi olan herkes, bu seferberliğe katılmalı.

Amacımız FETÖ’cülerin 15 Temmuz’daki katliam ve ihanetlerine karşı aziz milletimizin ortaya koyduğu destansı direnişi unutturmamak ve bu zaferin hem bugünümüz hem geleceğimiz için önemini hafızalarımızda diri kalmasını sağlamak olmalı.

Sözlerime son verirken bir kez daha, Bedir’den Malazgirt’e, Çanakkale’den Büyük Taarruz’a, 15 Temmuz’a, bayrak için, vatan için, birlik ve beraberliğimizin teminatı için hiç düşünmeden canlarını feda eden tüm aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyor, gazilerimize sağlıklı, huzurlu ömürler diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.”