Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı’nın davetlisi olarak İskenderun ve Kilis'ten bir grup meslektaşımızla 14-15 Mayıs tarihlerinde Cezayir’i ziyaret ettik ve Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük yatırımı olan Tosyalı Algerie’yi gezdik.

Tosyalı’nın İskenderun ve Osmaniye’deki tesis ziyaretlerinin ardından Hatay’dan özel uçakla Kara Kıta’ya yolculuğumuz başladı. Dört saatlik uçuşun ardından yerel saatle 18.00’de Cezayir’in liman şehirlerinden Oran’a ulaştık. Akdeniz’e kıyısı olan Cezayir, 300 yıl Osmanlı’nın hakimiyeti altında kalmıştı.

Uçuş boyunca laf lafı açtı ve neredeyse konuşulmadık konu kalmadı! Gazeteciler sordu, Fuat Tosyalı yanıtladı. Detaylandırdığı konular da oldu, tek kelimelik cevaplar da verdi. Hiçbir soruyu cevapsız bırakmadığı gibi topu taca atmadı!

Fuat Tosyalı’yı küçük atölyesi olduğu günlerden tanıyan İskenderunlu gazeteciler için Tosyalı Holding’in geldiği nokta şaşırtıcı değil. Fuat Bey'in vizyonu, çalışma azmi, cesareti ve kararlılığı başarısının temel nedenleri olarak görülüyor. Bir başarı hikayesinin kahramanı olan Fuat Bey'in bugünlere alın teriyle, tırnaklarıyla kazıyarak ve ilmek ilmek işleyerek geldiğini vicdan sahibi herkes kabul ediyor. Altın tepside sunulmayan büyük bir başarı ve yollarına güller serilmeyen çok zorlu bir yolculuk…Oran’a iniş yaparken şehrin ve ülkenin genel yapısı hakkında kanaat sahibi olduk. Havalimanına indiğimizde görevlilerin sevgisini hissettik. Fuat Bey'e, yöneticilerine ve çalışanlarına gösterdikleri büyük saygıdan bizler de çok mutlu olduk. Holdinge ait servis aracı ile tesislere doğru yola çıktık.

Fuat Bey rehberliğine burada da devam etti. Kentin tarihine, kültürüne, ekonomisine ve sosyal yaşamına dair bilgiler paylaştı. O şehirde yaşayan biri gibiydi…İkindi ile akşam arası bir vakitte tesislere vardık. Bizleri Tosyalı Holding CEO’su Suhat Korkmaz ve beraberindeki yöneticiler karşıladı. Tesislerde, Türkiye’den giden Türk işçiler ve diğer yabancı ülke çalışanları için yapılan sosyal tesislerde konaklayacaktık. 5 yıldızlı bir otelden daha lüks bir sosyal tesisle karşılaştık. Odalarımıza yerleştikten sonra sosyal tesisleri, camiyi, hobi bahçelerini, saunayı, fitness salonunu, spor ve oyun alanlarını gezdik. Kütüphanesi, berberi, kafeteryası, terzisi vb. daha neler neler. Çalışanların 800’ü Türk işçilerden oluşuyor. Bir yaşam alanında olması gereken her şey düşünülmüş ve yapılmış. 7/24 ücretsiz internet hizmeti bile varmış. İşçiler tek kuruş dahi harcama yapmadan tüm bu imkanlardan sınırsız şekilde faydalanabiliyorlar. Tesiste oluşturulan bir alanda hobi bahçeleri kurulmuş. Talep eden her işçiye küçük bir alan tahsis edilmiş. İşçiler buralarda sebze, yeşillik ve çiçek yetiştiriyorlar. Tohumlar, ihtiyaç olan araç ve gereçler de ücretsiz olarak veriliyor. Alan büyük ve çalışan sayısı da çok olduğu için üç ayrı noktaya cami yapılmış. Camilerde kütüphaneler kurulmuş ve okuma salonları hazırlanmış. Talep eden işçilere de görevliler tarafından Kur’an öğretiliyor. Talep ve gönüllülük esasına göre Türkçe, Fransızca ve Arapça dil kursları açılıyormuş. Yabancı dil kursuna katılan Türk işçilerden usta öğreticiler de Türkçe öğreniyorlar. Akşam yemeğine geçtiğimizde insan odaklı bir uygulama ile karşılaşıyoruz. Farklı ülkelerden çalışanlar olduğu için tüm öğünlerde Türk, Cezayir ve Hint mutfağından yemekler yapılıyor. Aşçılar da bu ülke mutfaklarına göre istihdam ediliyorlar. İnsana değer ve insana saygı bu olsa gerek.

Pazar gününe Holding binasında İstanbul Salonunda verilen kahvaltı ile başlıyoruz. Cezayir’de ilk çalışma günü. Bizde Cumartesi-Pazar olan hafta tatili, onlarda Cuma-Cumartesi olarak uygulanıyor. Tesis alanına Holding binası inşa edilmiş. Bu bina tasarımı, yönetim ve ofis çalışma ortamı yönüyle dünyada ilk 10 proje arasına girerek ödül kazanmış. Ülke mimarisi dikkate alınarak modernize edilmiş muhteşem bir yapı. Çok amaçlı iki konferans salonunun yanı sıra çok sayıdaki toplantı salonlarına ülkenin önemli şehirlerinin isimleri verilmiş. Holding binasının girişinde şanlı bayrağımız dalgalanıyor. Ülkeniz ve milletiniz adına gurur duyuyorsunuz…Sıra, üst üste dünya üretim rekoru kıran tesisleri gezmeye geldi. Fuat Bey, uçakta İskenderun’daki, Osmaniye’deki ve Cezayir’deki Tosyalı tesislerinin nasıl kurulduğunu, hangi zorlukları yaşadıklarını uzun uzun anlatmıştı. Beni de, 15 yıl önce 7 pasaportla kurulan bu tesisin, bugün Cezayir’in en büyük sanayi kuruluşu, Türkiye’nin de yurtdışındaki en büyük yatırımı olduğunu yerinde görecek olmanın heyecanı sardı! 5 bin dönüm alan üzerine kurulu tesisisin büyüklüğünü şöyle izah edebilirim. Bulunduğunuz yerden 360 derece baktığınızda gözünüzün gördüğü her yer Tosyalı Holding’in tesisleri ve inşaat alanları. Tam entegre tesiste, her biri devasa büyüklükte 10-12 tesis var. Her karışında alın terinin ve büyük emeğin olduğunu görüyorsunuz. Araçla dört saatte tesislerin ancak belli başlı yerlerini gezebildik. Tesislerdeki tüm bilgilendirmeleri Fuat Bey bizzat kendisi yaptı. Tesislerin hangi noktasına gittiysek, kim ne sorduysa, Fuat Bey fabrikalar, üretim ve ürünlerle ilgili çok ayrıntılı bilgiler verdi. Tosyalı’nın Cezayir yatırımını öne çıkaran ve daha değerli kılan cevherden üretim yapılıyor olması. Osmaniye’deki tesisler hurdadan üretim yaparken burası cevheri ürün haline getiriyor.

Kimsenin işini yapmadıklarını, kimsenin işini bölmediklerini ve sadece kendi işlerini yaptıklarını ifade ettiler. Bu bile tek başına tez konusu olabilir ve kişisel gelişimde ders olarak anlatılabilir. Tüm bunlar birileri için macera olabilir ancak Tosyalı ailesi için artık yaşam tarzı olmuş. Program kapsamında 2017 yılında Tosyalı Holding tarafından yaptırılarak ibadete açılan Emir Abdelkader Camisi’ni ziyaret ettik. Hasan Paşa Camii’nin ardından 300 yıl sonra ülkede yapılan ikinci Türk eseri olması bizleri oldukça duygulandırdı. 12 bin metrekare alana yapılan Camii, binlerce ton demir kullanılarak ve en az 500 yıl dayanacak özel betonla inşa edilmiş. Sadece yapmakla kalınmamış, caminin her türlü bakım, temizlik ve onarımı da Tosyalı tarafından yapılmaya devam ediliyor. Cami’nin yanına yaptırılan park ise tam bir sosyal yaşam alanı olmuş.Son olarak ecdat yadigarı Bey Sarayı ile Paşa Camii’ne gittik. 1792 yılında inşa edilen eser, Tosyalı Holding ve TİKA işbirliği ile restore edilecek. Osmanlı’nın izlerini görmek ve Akdeniz’e “Türk’ün Gözü” ile bakmak bu ziyaret vesilesiyle bizlere de nasip oldu. Fuat Tosyalı ile gittiğimiz Cezayir’den üst yönetici Suhat Korkmaz ile beraber döndük. Hem gidişte hem de dönüşte yaşanmışlıklar, hatıralar, süreçler ve hedefler üzerine yapılan konuşmalardan vaktin nasıl geçtiği hiç anlaşılmadı. Fuat Bey'in her fırsatta vurgu yaptığı “Satın alamayacağınız tek şey zamandır. Her şeyi yerine koyabilirsiniz. Ancak zamanı asla geri getiremezsiniz ve yerini de hiçbir şeyle dolduramazsınız.” sözü hissemize düştü. Bozkırın, bir bataklığın nasıl ihya olduğunu, çevresini nasıl değiştirdiğini, bunun sonucu olarak da, size duyulan o büyük sevgi ve o sonsuz saygıyı yerinde gördük ve şahit olduk. Bu gurur ve mutluluğu anlatamazsınız, yaşanır sadece. Değerleriyle büyüyen Tosyalı, dünü bugüne taşırken, bugünden de geleceği inşa ediyor. Fuat Bey, küresel liderliği hedefleyen, vizyon sahibi bir aktör, alanında en iyilerden oluşan ekibi ile vardığı noktada hiç durmadan, onun daha büyüğünü hedefleyerek, azim ve kararlılıkla yoluna devam ediyor.Ziyaretin bende bıraktığı en önemli izlerden biri de; Fuat Tosyalı’nın heyecanını hiç kaybetmeyen, yerinde duramayan ve çalışma aşkı yaşam tarzı olmuş bir iş insanı olduğu oldu. Çelik imparatorluğuna giden yolda Fuat Bey'e ve ailesine başarılar diliyorum. Selam, saygı ve muhabbetle... Şükrü Tozluklu - Radyo80 Yönetim Kurulu Başkanı