Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs 2025 dönemi enflasyon oranını %1,53 olarak açıkladı. Ancak bu veri, halkın günlük yaşamında karşı karşıya kaldığı fiyat artışlarıyla ciddi bir çelişki içinde. Aynı dönemde İstanbul Ticaret Odası (İTO) %2,83, bağımsız araştırma kuruluşu olan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) ise %3,66 oranında enflasyon artışı tespit etti. Açıklanan farklar, kamuoyunda “resmi enflasyon manipülasyonu” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Adem Yücel: “TÜİK, Gerçekleri Çarpıtıyor”
Konuya ilişkin açıklama yapan Eğitim-İş Osmaniye İl Başkanı ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Başkanı Adem Yücel, TÜİK’in açıkladığı verilerin toplumun ekonomik gerçekleriyle örtüşmediğini belirtti. Başkan Yücel, kamuoyunda güven kaybı yaşayan TÜİK’in iktidar lehine siyasi manipülasyon yaptığını iddia etti:
“Bu rakamlar, TÜİK’in iktidar lehine manipülasyon yapan bir yapı olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.”
Yücel, özellikle temel tüketim kalemlerinde yaşanan fahiş fiyat artışları karşısında açıklanan %1,53’lük oranın, halkı yanıltmaya yönelik bir veri olarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu.
Memur ve Emeklinin Alım Gücü Eriyor
TÜİK verileri esas alınarak hesaplanan toplu sözleşme zammı %5, buna eklenen %8,58 enflasyon farkı ile birlikte kamu görevlilerinin Temmuz ayında alacağı toplam maaş artışı şimdilik %14,01 oldu. Ancak Haziran ayı enflasyon verileri bu orana eklenecek ve resmi zam oranı kesinlik kazanacak.
Yücel, bu artış oranının halkın temel geçim giderleri karşısında son derece yetersiz olduğunu ifade ederek şöyle konuştu:
“Temel gıda, barınma, ulaşım, enerji gibi harcamalarda yaşanan olağanüstü artışlar karşısında bu oran açlıktır, yoksulluktur, sefalettir.”
“Maaşlar Her Ay Güncellenmeli”
Adem Yücel’in açıklamalarında en dikkat çeken taleplerden biri de enflasyon farkının aylık olarak maaşlara yansıtılması oldu. Halihazırda yılda iki kez yansıtılan enflasyon farkının, gerçek alım gücünü koruyamayacak şekilde gecikmeli hesaplandığını belirten Yücel, şu çağrıda bulundu:
“Emekçilerin her ay cebinden çalınan enflasyon farkı, artık aylık olarak maaşlara yansıtılmalıdır. Bu sadece ekonomik değil, sosyal adalet açısından da zorunludur.”
“5 Milyon Kamu Emekçisi Açlığa Mahkum Ediliyor”
Eğitim-İş’e göre, TÜİK’in “çarpıtılmış” verileri ve hükümetin gerçeklikten uzak ekonomik politikaları sonucunda 5 milyon 243 bin kamu çalışanı ve 2,5 milyon kamu emeklisi, açlık sınırında yaşamak zorunda bırakılıyor. Yücel’e göre bu durum sadece ekonomik değil, toplumsal barışı tehdit eden bir güven krizi yaratıyor.
“Halkın boğazından kısmaya devam eden bu anlayış, ekonomik krizi emekçilerin omuzlarına yıkmaktadır.”
“Yandaş Sendikacılık Sona Erecek”
Yücel, özellikle yetkili sendika konumunda olan yapıları da hedef alarak “teslimiyetçi sendikacılığın” kamu çalışanlarını yalnız bıraktığını ifade etti:
“Teslimiyetçi yandaş sendikacılığa son vereceğiz! Eğitim-İş olarak emeğin onurunu ve haklarını korumak için kararlılıkla mücadele edeceğiz.”
Ekonomik Kriz Derinleşiyor
Bağımsız araştırmalar, 2025 yılı itibarıyla Türkiye’de gıda enflasyonunun %100’ün üzerinde seyrettiğini gösteriyor. Asgari ücret, açlık sınırının hemen üzerinde kalırken, maaş zamları her geçen ay reel anlamda erimeye devam ediyor. Yücel, bu tablo karşısında kamu çalışanlarına ek zam yapılmasının artık kaçınılmaz olduğunu belirtti.
“Bu ekonomik yıkımın faturasını emekçilere çıkartamazsınız. Ek zam şarttır!”