HATAY (AA) - ÖMER FARUK CEBECİ/İBRAHİM YOZOĞLU - Hatay'da, ailesiyle yakalandığı depremde annesi, babası, 3 kardeşi ve 1,5 yaşındaki yeğenini kaybeden ve enkazdan yaralı çıkarılan 29 yaşındaki Ahmet Koçak, yakınlarının desteğiyle kaldığı çadırda hayata tutunmaya çalışıyor.

"Asrın felaketi"ne Antakya ilçesi Emek Mahallesi'ndeki evlerinde yakalanan 8 kişilik Koçak ailesinden 6 kişi, enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi.

Kardeşi İbrahim'in (27) kendi imkanlarıyla yıkıntılardan çıkmasının ardından, 12 saat sonra kuzeni ve yengesinin çabalarıyla enkazdan kurtulmayı başaran Ahmet Koçak, depremde annesi Saniye (61), babası Mehmet (62), kız kardeşi Elif (25), yeğeni Nazlı Umay (1,5), ağabeyi Rasim ve en küçük kardeşi Hüseyin'i (21) kaybetti.

Çoğu, kalçasında olmak üzere vücudunun birçok yerinde kırık oluşan, bu nedenle ayakta durmakta zorlanan Koçak, parmaklarındaki sıkıntı yüzünden mesleği berberliği de yapamaz hale geldi.

Her şeye rağmen ayakta kalmaya çalışan Koçak, Antakya ilçesindeki Arpahan Mahallesi'nde yakınlarının evinin bahçesine kurduğu çadırda, kaybettiği ailesinden kalan fotoğraflara bakarak acısını dindirmeye çalışıyor.

- "En azından gidenlerin arkasından bir dua edebiliyorsun"

Koçak (29), AA muhabirine, Antakya Emek Mahallesi'ndeki üç katlı apartmanın zemin katında depreme yakalandıklarını anlattı.

Deprem sırasında annesi, babası, 4 kardeşi ve 1,5 yaşındaki yeğeniyle birlikte evde 8 kişi olduklarını ve en son babasının "dışarı çıkın" sesini duyduğunu aktaran Koçak, binanın bir anda çöktüğünü söyledi.

Koçak, sarsıntının başlamasının ardından yatağından kalkmadığını, ailesinin ise kapıdan çıktıkları sırada merdivenin çökmesiyle enkazda kaldıklarını ifade etti.

Üzerine tavanın çöktüğünü ve sesini kimseye duyuramadığını belirten Koçak, "Ondan sonrası mahşer alanı gibi, ölüm gibi. Beton ilk düştüğü zaman ayağımın dibine düştü. Onu gördüm, üstüme de ikinci katın betonu düştü, dümdüz oldu. Yüzümde betonu hissediyorum, göğüs kafesi beton, ayaklarımın üstü beton. Belki parça parçadır, kaldırabilir miyim diye düşündüm. Zifiri karanlık bir şey görmüyorsun. Bir elim dışarıdaydı, diğer elimde kontrol ettim tek betonmuş, tavan komple üstüme çökmüş." diye konuştu.

Koçak, artçı sarsıntılar sırasında betonun gidip geldiğini, o acıyı çok kötü hissettiğini vurgulayarak, yengesi ve kuzeninin enkaza geldiğinde dışarıda kalan dört parmağını görerek kendisini fark ettiklerini anlattı.

Onlar sayesinde molozlar arasından çıkarıldığını kaydeden Koçak, enkazdan yaklaşık 12 saat sonra kurtarıldığını, vatandaşlar tarafından araca bindirilerek hastaneye götürüldüğünü ve ardından Adana'ya sevk edildiğini dile getirdi.

Koçak, doktorların kendisine sporu yasakladığını belirterek, "İleriki zamanlarda koşmaya başlasam bile en fazla 10 dakika koşabilirmişim. Çok büyük hasar var, ayakta çok durduğum zaman sol ayağım boşa düşüyor. Kalça kemiği bir yerden kırılmamış, iki yerden kırılmamış, 37'ye ayrılmış. Göğüs kafesim şu anda üç santimetre içeride. Tam kalbimin üzerine denk gelmiş. Çok şükür, nefes alıyorsun. En azından gidenlerin arkasından bir dua edebiliyorsun. Ömrüm bu şekilde geçecek." diye konuştu.

Yaşadığı acının tarifinin olmadığını, ailesinden geriye bir kardeşinin bir de kaybettiği yakınlarının cep telefonundaki fotoğrafların kaldığını belirten Koçak, vücudunda oluşan hasardan dolayı berberlik mesleğine devam edemeyeceğini, bu nedenle hayatta kalan kardeşiyle farklı bir iş bularak geçimlerini sağlayacaklarını söyledi.

Koçak'ın kuzeni Ali Koçak da depreme aynı apartmanın ikinci katında yakalandıklarını belirtti.

Depremin şiddetiyle yere çöktüklerini ve depremin bitmesini beklediklerini anlatan Koçak, sarsıntının ardından balkon kapısını kırdığında evlerinin zemin seviyesine geldiğini gördüğünü ifade etti.

Koçak, evden çıktıktan sonra alt katta oturan amcasına seslendiklerini, kuzeni Ahmet'i enkazdan 12 saat sonra çıkardıklarını sözlerine ekledi.